30 Ocak 2012 Pazartesi

SAG Awards - Kırmızı Halı Güzelleri

Ödül töreni mevsimi diye bir şey varsa şu anda o mevsimdeyiz. Dün gerçekleşe SAG Awards’ta da yine bir sürü kırmızı halı elbisesinin arasında kaldık. Ama tek tek inceleyince fark ettim ki aslında çok iyi Öncelikle beyaz elbiseli o kadar çok ünlü vardı ki “nedir yani olay?” demekten kendimi alamadım. En güzelleri bence bu üç kadının üzerindekiler. Şimdi tek tek inceleyelim.


Tilda Swinton nasıl bir uzaylıdır ki 51 yaşında bu kadar muhteşem görmeyi başarmaktadır? Kendine has tarzını bu kadar bozmadan ve bu kadar tutarlı bir şekilde şık olmaya başarmasına ölüp bitiyorum. Zaten şeffaf denebilecek kadar beyaz teniyle iyice cennetten gelmiş havası veren beyaz Lanvin elbisesiyle her zamanki kadar asil ve zarif.
Zoe Saldana da gizli şıklardan olmayı başarıyor genelde. Çok deli iddialı değil ama her zaman küçük bir detayla en şık ve en sade görünmeyi başarıyor. Zaten yüzünün ve vücudunun güzelliği de kendi lehine çalışıyor. Givenchy Haute Couture elbisesinin içinde yine kuğu gibi Saldana. Ayrıca elbisenin üzerindeki dantel kata da bayıldım, çok retro duruyor.
Ve çok beklenmedik bir isim bence kötünün iyisi de olsa, kendisini aşmış, o yüzden beğendiklerim arasına girebildi. Kelly Osbourne kendisinden beklenmeyecek bir seçim yapmış. Golden Globe kabusundan sonra bu kadar zarif görünmesini beklemezdim açıkçası. Beklentilerim Kelly ile ilgili o kadar düşük kü bu Badgley Mischka elbisesi bile onu şıklar listesine sokmaya yetti.


Beyaz yerine biraz daha renkilere geçmeden önce siyah-beyaz elbisesi ve gerçekte kızıl kahve olan saçlarıyla Game Of Thrones’un Kkaleesi’si nam-ı diğer Emilia Clarke, hem saç renginin aslında ne kadar güzel olduğunu hem de o deri parçaları içinden çıkıp bir Chanel elbise giydiğinde daha da kraliçeleşebileceğini göstermiş oldu. En şık ikinci kadındı bence gecedeki.
En şık kadınsa aynen Kelly Osbourne gibi yine Golden Globe töreninde yanlış bir seçim yaptığını düşündüğüm Natalie Portman’dı.  Giambattista Valli elbisesi o kadar şık, kendisi de o kadar durdu bir güzellikteydi ki, hamile olarak katıldığı geçen senenin Oscar töreninden sonra Portman’ı ilk kez bu kadar güzel gördüm diyebilirim.
Emily Blunt, pastel renklerden sıkılmış olacak ki pasparlak yeşin bir Oscar De La Renta giymiş. Beklenmedik bir renk ama çok yakışmış beyaz tenine. Vücudunu tam saran elbisenin üst kısmına hayran oldum diyebilirim.
Yeni Marilyn’imiz Michelle Williams ise kısacık saçları ve Valentino’nun imzası kırmızı elbisesi ile o kadar zarifti ki, Golden Globe Töreninde giydiği o sıkıcı elbiseyi affettirdi. Doğal makyajı ve dantel detaylı tuvaleti ile şkusursuz olabilirdi, tabi o ayakkabıları seçmese…
Bu incelemeden benim çıkarttığım sonuç, ünlülerin Golden Globe’da yaptıklarından ders almış oldukları…

27 Ocak 2012 Cuma

Net-a-porter Karl's Kult

Hanımlar, koşun!!!!
net-a-poter'nin daha önce bahsettiğim Karl Laegrfeld koleksiyonu satışa çıktı ve her şey son hızla tükeniyor. Fiyatları bir Karl Lagerfeld tasarımı için inanılmaz ucuz sayılabilecek parçalar $25 - $945 arasında.
Almak için şuraya alabilirim sizi...



Deri ceketlerine, cut-out sandaletlerine ve özellikle de yakalarına ve Karl baskılı t-shirt'lerine hayran olacağınıza kalıbımı basıyorum!

26 Ocak 2012 Perşembe

Paris Haute Couture S/S 2012 - Giambattista Valli

Giambattista Valli deyince akla ilk gelen şey kırmızı halı olur sanırım. Her zaman cesur, her zaman zarif ve dikkat çekici olmayı başaran modelleri ile Hollywood yıldızlarının en sevdiği markalardandır Valli. Genelde hacimli bir silüetle karşımıza çıkan Giambattista Valli, 2012 İlkbahar/Yaz Haute Couture defilesinde de biraz daha aklı başında, biraz daha efendi bir görüntü çizmiş. Kıyafetlerin kullanılabilirliği ve fotojenikliği ise takdire şayan…

İki parça takım bana biraz Dior defilesini hatırlattı, özellikle diz altına doğru uzayan etek boyu ile artık dekoltenin değil kesimlerin ön planda olacağının sinyalini bir kez daha almış olduk böylece. Asimetrik kesimli omuz detaylı kokteyl elbisesi ise hem zamansız hem de çok kullanışlı.


Kumaş detayları kesim kadar önem kazanmış bu koleksiyonda. Kullanılan kumaşların dokusu, ürünün modelinin başrolünü almış. Böylece kumaşın doğası ile model bir araya gelerek heykelsi ya da akışkan bir silüet meydana getirmiş. Tam da bir couture ustasından beklenildiği gibi Valli defilesi yine beklentilerin üzerine çıktı böylece.

25 Ocak 2012 Çarşamba

Paris Haute Couture S/S 2012 - Chanel

Paris Haute Couture Moda haftası tüm hızıyla sürerken, bizi hiçbir zaman hayal kırklığına uğratmayan markaların defilelerini daha bir heyecanla bekliyoruz tabi ki. Özellikle Chanel, couture ile eş anlamlı markalarda heyecanımız daha da artıyor.
Karl Lagerfeld 2012 İlkbahar/Yaz sezonu için de yine ustalığını konuşturmuş ve hem couture, hem kullanılabilir hem de casual görünümlü kıyafetlerin de yaratılabileceğini kanıtlamış. Her zaman kullandığı siyah ve beyazların yanında gökyüzünün en mükemmel renginden aldığı mavi ile çalıştığı, defilenin ilk parçasındaki kıyafetleri, düşük bel çizgileri ve cepleri ile o kadar casual görünüyor ki, her zaman her yerde kullanılabilir. Birbirinden muhteşem diğer tek parçalar, yaka ve kol detayları ile zenginleşen, uçuşan kumaşlarla hayalsi bir hava kazanan tuvaletleriyle sizi bu bir uçak atmosferinde geçen bu defilenin videosuyla baş başa bırakayım…


24 Ocak 2012 Salı

2012 İlkbahar/ Yaz Haute Couture Yıldızlarım

Her sene ara  sezonlarla birlikte o kadar çok defile görüyoruz ki artık moda haftaları heyecanını yitirmeye başladı. Ama her sene iki kez, modanın sanata ve zanaatkarlığa en çok yaklaştığı moda haftaları olan Haute Couture haftalarında gözlerimiz bayram ediyor.

Bu sene de 2012 İlkbahar Yaz Haute Couture haftasından en beğendiklerimi sizinle paylaşmak istedim. Versace koleksiyonundaki bu modeller bana geçen sezonun Givenchy Haute Couture koleksiyonundaki yarı transparanlar, mimari formlar ve romantik renkleri hatırlattı. Hatta Oscar törenlerinde Cate Blanchett o koleksiyondan bir parça giymişti ve inanılmaz şık olmuştu. Versace’den seçtiğim bu parçalar da iddialı ama aynı zamanda klasik olmayı başarmaları, işçiliklerindeki ince detayları ve kesimlerindeki ustalık sayesinde favorilerim arasına girdiler.

Çok fazla model beğendiğime şaşırdığım markalardan biri Dior oldu. Galliano zamanında biliyorsunuz ki karnavala benzeyen defilelerini bir sahne sanatı olarak izlemek her ne kadar muhteşem olsa da kıyafetleri kullanılabilirlik açısından değerlendirdiğinizde biraz kafanız karışıyordu. Bill Gaytten 16 yıllık Galliano kültürünü tamamen kenara atmamış ama fonksiyonellik göz önünde bulundurulduğunda kişisel olarak bana daha çok hitap eden bir koleksiyon olmuş. İki parçalı, daha “günlük” sayılabilecek takımları ve orta boy kalem eteklerin retro havasına bayıldım. Jackie Kennedy’nin lady ruhunu yaşatan bu modeller hem evladiyelik, hem de çok kullanışlı.

Kokteyl elbiseleri ise detaylarıyla bir harika. Kesimler ne kadar klasik de olsa yapılan küçük dokunuşlarla Dior evinin adına yakışır bir sonuç ortaya çıkarmış Gaytten.

Bu iki siyah tuvalet de hem modern hem klasik olması sebebiyle zamansız görünüyor. Özellikle soldakinin transparan eteğine hayran oldum.

Sizin Haute Couture yıldızınız kimdi bu sene?

23 Ocak 2012 Pazartesi

Yeni Bir Çiçek - Coach Poppy Flower

Bir dönem aşırı baharatlı kokular modaydı. Hypnotic Poison deliliği diye bir şey bile yaşamıştık. Bu aralarsa, farkındaysanız, tüm kokular çiçeğe dönüyor.
Marc Jacobs, Daisy, Lola, Oh Lola ile Bvlgari, Jasmin Noir, Rose Essentiale gibi kokularıyla ve hatta Justin Bieber Someday adlı yeni kadın parfümü ile bu trendi destekliyordu.
Şimdi de Coach Poppy flower parfümünü kadınların beğenisine sunuyor. Sephora'da bulunabilecek olan parfüm Türkiye'ye gelecek mi emin olamadım ama USA fiytaı $65.



 Reklamına bayıldığımı söylemek istiyorum. Renkler, dokular bana biraz Louis Vuitton S/S 2012 çekimlerinden aşağıdaki görüntüleri anımsattı.

20 Ocak 2012 Cuma

Armani ve Rihanna... Yeniden...



Daha önce şu yazımda kış çekimlerinden bahsettiğim Rihanna’nın Armani iç giyim koleksiyonunun yüzü olmasından, moda evi memnun görünüyor ki ilkbahar/yaz sezonunda da çok benzer diyebileceğimiz bir çekimle karşımızdalar.

Mert & Marcus’un çektiği Rihanna bu kez saçlar itibariyle daha güzel, çamaşır modelleri itibariyle de verdiği daha masum poslar sayesinde daha çekici. Kış kampanyasını biraz fazla zorlama buluştum ben açıkçası. Bu çekimlerde hem Rihanna’nın 23 yaşına, hem de medyada çizdiği seksi imaja uygun kareler çıktığını düşünüyorum.


Siz ne dersiniz? Beğendiniz mi, yoksa olmamış Megan Fox geri gelsin mi diyorsunuz?

19 Ocak 2012 Perşembe

Armut Dibine Düşermiş

Versace'nin gençleşmeye başladığını H&M koleksiyonundan anlamıştık zaten. Şimdi de 0-12 yaş arası kız ve erkek çocuklar için youg Versace markası ile ilk kez 2012 İlkbahar/Yaz sezonunda bir kampanya yapıyor ve bilin bakalım modeli kim? 90'ların süper modeli Cindy Crawford'ın Rande Garber'dan olan ilk kızı 10 yaşındaki Kaia Garber. 10 yaşında olduğuna inanmak mümkün değil diyeceğim ama öyle anneye böyle kız. Maşallah diyoruz kendisine :)

18 Ocak 2012 Çarşamba

Kış Kurtarıcısı: Deri Elbiseler

Kış aylarındaki davetlerdeki en büyük sorun, içiniz üşürken, şık olmaya çalışmaktır. “Nasılsa arabayla gideceğiz” diye düşünmek bir yana, insanın içinden ince bir şeyler giymek gelmiyor ama mekanların içinde de pişmemek için çok abartmamak gerekiyor. Tüm bunları yaparken de iyi görünmeniz lazım. Düşünülecek ne kadar çok şey var değil mi?

Tüm bu sorunların hepsini aynı anda çözecek muhteşem trend deri elbiseler son birkaç yıldır, kış aylarında kurtarıcımız oluyorlar. Özellikle bazı düz modelleri, sadece aksesuar değişikliğiyle, sizi gündüzden geceye taşıyabilir. Klasik siyahlar her zaman risksiz şık, aynı zamanda da incecik görünmenizi sağlıyorlar. Birçok celebrity’nin light davetlerde de tercih ettiği bu elbiseleri bootie’ler ya da cut out topuklularla tamamladığını görüyoruz.


Ben çok cesurum, garantici değilim derseniz renkli olanları deneyin derim. Hem çok sevimliler, hem de çok şık duruyorlar. Özellikle kaliteli bir derisi varsa, yumuşacık görünür ve hareketli olurlar. Gündüz çok rahat kullanabilirsiniz. Akşam yemeklerinde ya da başka eventlerde de yarı yolda bırakmazlar. Özellikle camel, taba ve kırmızı gibi sıcak tonlardakiler çok gündemde.


Şimdi hem Jennifer Lopez hem de Jennifer Hudson’ın giydiği Chloe bej deri elbiseye geçelim. Ben JLo’yu daha çok beğendim. Saç rengine de çok yakışmış elbisenin tonu. Elbisenin boynundaki detaylar, derisinin yumuşaklığının eteğin kesimine uyumuna bayıldım. Jennifer Hudson’ın ayakkabılarını göremedim ama JLO’nun abartılı leoparları da tam kendi kişiliğine uymuş (her ne kadar ben olsam onu tercih etmeyecek olsam da…)

17 Ocak 2012 Salı

Eskisi Daha İyiymiş

Estetiğe karşı bir insan değilim. İsteyen yaptırsın. İnsanın kendisini iyi hissetmediği bir yerini, istediği şekle getirebilme imkanı varsa buyursun yapsın. Sadece anlamakta zorlandığım bir konu var. O da bu bu estetik ameliyatlarının tüm olayının, zaten ideal olan şekle sahip olduğunu iddia ederek hayata devam etmek olduğunu düşünürken, aşırı bariz operasyonlar sonucunda eskisinden de beter hale gelenlerin durumu...

Özelilkle göğüs implantları en trajikomik görüntülere sebep olanlar. Aslında aynaya bakıldığında korkunç göründüğünü anlaması gereken bazı ünlüleri aynı hatada ısrar etmelerine pek anlam verememekle beraber, sizlerin de fikirlerini almak istedim.



Birincisi hakkında en çok konuşulan kadınlardan biri olan Posh. Kendisi boyut kurbanı. Aslında en kurtarılabilir kurbanlardan oluyor kendisi, hiç değilse yanlış yapılmış bir ameliyat değil. Victoria Beckham eski haliyle daha bir masum görünürken, zaten çırpı gibi olan vücuduna ek gibi gelmiş olan o kocaman göğüs implantlarının kafasıyla aynı boyutta olması bir acayip, bir garip görüntü yaratmış. Zaten bir avuç poposu var, bu kadar kocaman göğüslerle orantısız görünüyor. Güzelliğine lafım yok ama göğüslerine daha mantıklı bir boyutta silikon taktırsa çok daha güzel görünürdü bence.



İkinci versiyon kabuslar ise yanlış uygulamalardan kaynaklananlar. En fenası Tori Spelling sanırım. Kadın ne yaptıysa düzelttirememiş göğüslerini. Seneler geçtikçe her seferinde başka bir sorun olmuş anladığım kadarıyla. Üzüldüm açıkçası, çok korkunç görünüyor. Fırsatı olsa eski haline döner miydi acaba?



Christina Aguilera, Genie in a Bottle klibinde filan ne kadar şeker bi kızdı halbuki... Hangi ara delirdi de kendisini Famme Fatale yapmaya karar verdi bilemiyorum ama silikon macerası pek de iyi sonuçlanmamış. Göğsünün biri bir yerde diğeri başka yerde. Gerçekten işinin ehli birine yaptırmak lazım demek ki, verdiğiniz paranın önemi yok.


Janet Jackson konusunda çok fazla konuşmak istemiyorum aslında. Jackson ailesinin çılgınlıklarının sebebi DNA mıdır bilemiyorum ama kendileriyle bu kadar çok oynamanın sonucunu hiç bir zaman iyi almama gibi bir lanetleri var sanırım. Janet Jackson bir anda çok fazla kilo alıp vermesiyle de ünlü bir kişilik olarak silikondan yana da yüzü gülmemiş.


Son olarak silikon fiyaskosunun efsanesi olarak Tara Reid. Yani gülsem mi üzülsem mi ne yapsam bilemiyorum bu kadın için. Hadi bir hata yaptın, o göğüsleri yaptırdın da nasıl insan içine çıkıyorsun onlarla. su doldurulmuş balona benziyorlar gerçekten.

Sizin bildiğiniz, benim atladığım silikon mağdurları var mı? İbret alınacak başka isimler geliyor mu aklınıza?

16 Ocak 2012 Pazartesi

Golden Globe Awards 2012 - Şıklar/Rüküşler

Dün gece herkes gibi ben de Golden Globes 2012’nin özellikle kırmızı halısı için heyecanlıydım. İlk izlenim olarak şunu söyleyebilirim ki, pastel renkler, özellikle pudra inanılmaz bir yükselişte. En güzel elbiselerin hepsi çok romantik renklerdeydi. Uzatmadan hemen benim seçtiklerime geçiyorum.


En iyiler:
Twitter’dan da takip ettiyseniz biliyorsunuzdur. Charlize Theron kırmızı halıda görünür görünmez tüm dünyada Trending Topic oldu. Senelerdir yaptığı gibi yine bir Dior’la çıktı karşımıza ve akıl almaz derecede şıktı. Saçı, makyajı, elbisesi, aksesuarlarıyla her zaman olduğu gibi mükemmel görünüyordu. Ben gecenin en şıkı ünvanını kendisine veriyorum.
Jessica Alba, iki çocuk annesi olduğunu inkar eden vücudu ve yüzünden eksik olmayan gülümsemesiyle çok yakışan bir Gucci elbise giymişti. Aslında elbisenin çok da bir olayı yoktu ama bu kadına her şey yakışıyor. Ayrıca göğüsleri de çok çok güzel görünüyordu J
Claire Danes’in J Mendel elbisesinin sırtı benden tam puan aldı. Önüne aşık olmadım, özellikle de sütyensiz giymek zorunda olduğu beyaz bir modelin bir de saten olması çok riskliydi ama yine de çok güzel taşımıştı elbiseyi. Ama tekrar ediyorum, iyiler listesine girmesinin sebebi sırt dekoltesi.
Kate Beckinsale, Hollywood’un en güzel esmerlerinden biri. Sunucu olarak katıldığı törendeki Roberto Cavalli elbsenin en güzel yanı da kendisine tam olarak oturması olmuş. Göğüsleri, kalçası, beli tam vücut tipine uygundu. Saçı da çok yakışmıştı bence.



Daha İyi Olabilecekler
Sizi bilmem ama ben Angeline Jolie’den çok sıkıldım. Her zamanki gibi risksiz, eğlencesiz, karaktersiz bir elbise tercih etmiş. Tamam güzel kadın hoş kadın ama bu Atelier Versace elbise, markanın en sıkıcı tasarımı olmaya aday. Bir de kırmızı-beyaz renkler bana bayrağı çağrıştırdığı için sanırım geriliyorum. Ama onun dışında görünür bir falsosu yok. Ya da kötüler o kadar kötüydü ki, kendisi rezalet listesine giremedi.
Heidi Klum’un Calvin Klein elbisesini aslında beğendim. Ama saç ve makyajdan hiç hoşlanmadım. Bir de elbisenin yaz akşamı havuz başı partisine daha uygun olacağı hissi var bende. Sanırım boynundaki turkuaz detaylar yüzünden. Onun dışında görünür büyük bir falsosu olmadığı için daha iyi olabilirdi diyerek insaflı davranıyorum.
Mila Kunis’in burada olmasının sebebi kendisinden beklentimin çok yüksek olması. Üzerindeki Dior elbise çok güzel aslında ama göğsündeki nude detay sanki için görünecekmiş de son anda kurtulmuş gibi bir izlenim oluşturdu bende. Saçının önünü de beğenemedim. Şu anda Mila Kunis gibi bir kadını eleştirdiğime inanamıyorum tabi ama yine de kendisi Oscar töreninde beklentilerimizi o kadar yükseltti ki maalesef en iyiler listesine giremedi bu görüntüsüyle.
Tilda Swinton’ın “ya sev ya nefret et” maskulen stili için bence güzel bir seçim olmuş. Tek derdim bir türlü barışamadığım saten kumaşla. Onun dışında renk, kesim, detaylar ve her zamanki Tilda Swinton tarzına uygunluk olarak bu Haider Ackermann takımın bir sorunu yok.


Tahammül Edilebilirler
Lea Michele’in Marchesa elbisesi için bizim assolistlerin sahne kıyafetlerine benzeyen dekoltesi yüzünden pek iyi şeyler söylemek gelmiyor içimden. Renk güzel, detaylar biraz boğucu ama o aralardaki dekolteler çok ucuz gibi geliyor bana. O yüzden felaket değilse de kesinlikle iyi değil.
Michele Williams’ın Jason Wu elbisesi ise tam da ödül aldığı sırada söylediği gibi “öncelikle anne” olduğunu vurgular nitelikte. Neden bu yaşta, bu fizikte ve bu işi yapan bir kadın bu gibi önemli bir gecede bu elbiseyi seçer anlamadım. Deseni göz yorucu, modeli çok muhafazakar, rengi iç karartıcı. Saçına taktığı bant ise kendisini iyice sıkıcı yapmış.
Natalie Portman her zaman güzel aslında. Zaten yoksa bu yandan cepli kanguruya benzeyen bu Lanvin elbiseyle güzel görünmesi mümkün değil. Renk kırmızı halı için çok zor bir tonda. Natalie Portman minicik bir kadın. Elbise çok ağır görünüyor ve benim tek düşündüğüm o ağırlığın altında ezilmek üzere olduğu. Ama saçını ve makyajını çok beğendiğim için kendisini bu kategoriye aldım. Bir de Angelina ile aynı sebepten en kötüler listesine giremedi.
Salma Hayek’in göğüslerine birisi dur derse süper olacak. Hem büyükler hem de Salma’cığım sağolsun onları sürekli gözümüze sokmaktan çekinmiyor. Gucci elbisenin bir başkasına çok yakışabileceğini ama Salma Hayek’e olmadığını düşünüyorum.


Kabuslarınıza Girecekler
Tina Fey’e bir arkadaşının gidip boyunun 1.80 olmadığını söylemesi lazım. Zaten çok çok ince bir kadın da değil, altı bu kadar hacimli bir balık elbiseyi taşıyabileceğini düşünmek için uyuşturucu filan kullanıyor olması lazım. Tam bir felaket…
Zac Posen’in bir kırmızı halı yıldızı olarak isim yapmasından heyecanlanan Kelly Osbourne’a bir çift lafım var: Şu anda sene 2012. Studyo 54 zamanında 80’lerde değiliz. O nasıl bir renk, o nasıl bir kumaş ve o ne kollar? Bizim buradaki mahalle nişanlarında bile giyilmiyor bu karışım.
Reese Witherspoon da bir Zac Posen kurbanı. Elbisenin her yeri kırış kırış. Reese’in boyu kısa ve o kadar lüzumsuz bir kabarıklık ki o kuyruktaki, insanın içinden kesip atmak geliyor. Daha da kötüsü saçlar… Yataktan fırlayıp gelmiş kadar özensiz ve dağınık.
Anasına bak kızını al misali, anne Osbourne da felaket bir elbiseyle karşımızda. Naeem Khan’ın bu karmakarışık tuvaletini seçmiş olan Sharon Osbourne ne yaşına, ne kimliğine ne vücuduna ne de modaya uygun bir tercih yapabilmiş. Sabah kalkıp nevresimine sarılıp gelmiş gibi duruyor.
Sizin yorumlarınız nedir? Kimi beğendiniz kimi beğenmediniz?


14 Ocak 2012 Cumartesi

Burberry Prorsum 2012 F/W Erkek Koleksiyonu

Daha önce de belirttiğim gibi bazı markalar yazlık bazı markalar kışlıktır benim gözümde ve bu markaların en kışlıklarından biri de Burberry'dir. Bunda benim bir suçum yok bence, Bailey bu kadar mükemmel bir kaban ve trenchcoat uzmanı olmasaymış :)

Bu arada erkek koleksiyonları sadece markayı tamamlamak için yapılan bazı moda evlerinin aksine Armani ile birlikte Burberry, erkeğe en yakışan, aşırı feminenlikten uzak ve en önemlisi kullanılabilir parçalarıyla tüm erkeklerin bir numarasıdır diye düşünüyorum.

Daha bir kaç saat önce Milano'da gerçekleşen Burberry Prorsum Sonbahar Kış Erkek Koleksiyonu ile sizleri baş başa bırakırken de bundan sonra sevgilinize, eşinize, babanıza, erkek kardeşinize hediye alırken, bütçeniz yetiyorsa başka yere bakmanıza gerek kalmadığını da göstermiş oluyorum sanırım :) Bu arada bizden de Murat Boz, Mirgün Cabaş ve Burcu Esmersoy ön sıradan izlemişler defileyi...

13 Ocak 2012 Cuma

People Choice Awards'ta Cengiz Abazoğlu

Cengiz Abazoğlu tasarımlarını yurt dışında ödül törenlerinde daha sık görmeye başladık artık. Ama şu ana kadarki en başarılı parçalarından biri Lucy Hale'in giydiği bu siyah elbise olmuş. Birazcık meşhur Emilio Pucci elbiseyi hatırlatıyor gibi ama olsun.


Bu arada elbisenin kendisine bayıldım, Lucy Hale de güzel taşımış ama yaşına gitmemiş sadece. O fizikte biraz daha 30'larında bir kadına daha çok yakışacağını düşünüyorum bu elbisenin. Ama işçiliğine, kesimine, detaylarına, farklı materyallerin bir arada kullanılmasına bayıldım.

Eva Mendes - Ryan Gosling

Yeni sayılabilecek çiftlerden Eva Mendes ve Ryan Gosling beni çok üzüyor. Bu ne kadar uyumsuz bir çift tanrım. Hayır yaş farkını filan da geçtim, şahsen çok beğendiğim Ryan Gosling'in, yamuk burunlu Eva Mendes ile beraber olması içimi acıtıyor.

Dahası tarzlarını da hiç yakın bulmuyorum. Eva sanki bir assolist, Ryan sanki yaramaz bir çocuk. Tam olarak nasıl bir ortak noktada buluştuklarına da anlam veremedim.


En son Paris seyahatlerinde o kadar çok fotoğrafları çekilmiş ki, onlarla beraber Paris'i yeniden gezmiş kadar oldum. Bu arada Eva'nın yüzünün hiç gülmeyişine dikkatinizi çekmek istiyorum. Siz ne diyorsunuz? Nasıl bir çiftler? Alakasız mı yoksa yakışmışlar ama ben mi kıskanmışım :)

11 Ocak 2012 Çarşamba

Bir Sabır Taşı Olarak Sanatçı - Guy Laramee

Her zaman modadan bahsedecek değiliz. Biraz da görsel olarak ilham veren, ufkumuzu açan sanatçılardan bahsedelim dedim. Guy Laramee’yi ben yeni keşfettim. Kendisi yeni yeni gündeme gelen, özellikle internette görselleri çok paylaşılan kitap oyma sanatının en ilginç örneklerini veren sanatçılardan birisi.

Artık kullanılmayan eski ansiklopedileri, sinir bozucu bir sabırla oyarak doğa görüntülerine ya da harabelere çeviren Laramee, işlerinin aslında bu kullanılmayan bilgi dağlarının, harabe ya da dağ, tepe görüntülerinden daha iyi bir şeye dönüştürülemeyeceklerini düşünmesinden ortaya çıktığını söylüyor. 

Bu bilgi yığınları, üzerlerinde çok çalışılarak, günler harcanarak yine eskiden oldukları şeye, yığınlara dönüşüyorlar. Aslında son derece ironik bir yaklaşım olarak görünebilir ama aynı zamanda düşündürücü de… Hepsinden öte, sanat eleştirmeni değilim ama, üzerinde çok zaman harcanmış ve bir zanaatkarlık isteyen bu tip eserler bazı “modern sanat!!” eserlerinin yanında daha değerli ve en azından estetik görünüyor. 

10 Ocak 2012 Salı

Brian Atwood'un Püskülleri

Uzun süredir yaz kış her yerde arada sırada gördüğümüz, hayatını bir yan trend olarak geçirmeye alışmış olan püsküller, Brian Atwood 2012 Yaz koleksiyonunun yıldızı olmayı başarmışlar. "B Untamed" koleksiyonu görülmeye değer...


Süper seksi bir video ile '20 lerin modernize olmuş halini sunan Brian Atwood'un bu muhteşem ayakkabısını Nordstorm'dan ön siparişle alabiliyorsunuz. $400'lık fiyatıyla muadillerine göre nispeten insaflı olan bu ayakkabı gecelerin yıldızı olmanızı garantileyecek bir parça olmasının yanında çok da hareketli. Hemen videoyu izliyoruz:

9 Ocak 2012 Pazartesi

Mahallenin Yeni Kızı - Ivy Blue Carter



Hepimize hayırlı uğurlu olsun. Bir Hollywood bebeğimiz daha oldu. Bir kısmı Victoria Beckham’ın kızı Harper Seven’da olduğu gibi Hermes çantaların yerini alıp yeni bir aksesuar olan, kimisi ise Katie Holmes ve Suri Cruise vakasında olduğu gibi annesinin ününü gölgede bırakan Hollywood kızlarına Beyonce’nin Ivy Blue’su eklendi. Bu arada yukarıda geçen isimlerin yaratıcılıklarına da ayrıca dikkat çekmek istiyorum.



Suri Hollywood’un birkaç sene sonra it-girl’ünün kim olacağını daha bu yaşında giydiği kıyafetler ve en çok fotoğraflanan bebeklerden biri olarak gösterdi. Şimdi daha çok Harper Seven’ın biraz büyüyüp, annesi Posh tarafından nasıl yönlendirileceğini görmek derdindeyiz.


Aslında benim düşüncem, Beyonce’nin kızının Suri ve Harper Seven’a göre biraz daha geri planda kalacağı, anne babasının bunu seçeceği yönünde. Ama hamileliğini bile MTV Video Music Awards töreninde açıklayan bir annenin ne yapacağı da hiç belli olmaz tabi…

6 Ocak 2012 Cuma

Posh için Prenses Gerginliği



30 yaşına girmek üzere olan dünyanın en sevilen prensesi Kate Middleton’ın doğum günü partisinde ne giyeceği merak konusuyken, bazı kaynaklara göre Victoria Beckham kafayı kendisine takmış durumdaymış. Doğum günü hediyesi olarak Kate’e özel yapılmış birkaç parça elbise göndereceği ve sonra da doğum gününde bunlardan birini giymesi için dua edeceği söylentiler arasında.


Kate’in tarzı ve vücudu düşünüldüğünde 2012 yaz koleksiyonundan en çok şu parçaları yakıştırırdım ben kendisine ama tabi koleksiyondaki parçalar değil daha özel şeyler olacağı için temelde bunlara benzese bile farklı ürünler olacaktır. Ama tabi bir de prensesin bedava kıyafet kabul etmemesi gibi bir durum söz konusu. Posh’un hediyeleri saraydan reddedilirse işte o zaman komedi olur. 

5 Ocak 2012 Perşembe

İndirim Güzelleri

Ocak ayının en güzel yanı yılbaşı sonrası indirimleridir. En çok bekleneni de net-a-porter indirimi olsa gerek. Her sezon mükemmel bir satın alma stratejisi ile hazırladıkları koleksiyonlarında bu kış başında da efsanevi parçalar olduğunu görüp indirim zamanını bekliyorduk.
Kış sezonu indirimi olduğu için gözünüz dönmeden alışveriş yapmak gerekiyor. Gelecek sezon da giymeniz gerekeceği için zamansız parçalara yönelmenizi öneririm. Ben de hem kışın geri kalanında giyebileceğiniz hem de gelecek senelerde de kullanabileceğiniz birkaç çizme seçtim.


Ralph Lauren, her türlü yağmurlu havada kullanılabilecek bir PVC çizme. Modeli çok klasik, aynı zamanda her şeyle giyilebilecek bir parça.
Jil Sander, dogu topuklu bootie’ler zamasız, mekansız ve her türlü giyebileceğiniz bir çizme. Skinny jeanler ya da kısa eteklerle mükemmel olur, işte de normal hayatınızda da rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Dolce & Gabbana ekose çizmeler hem retro hem klasik. Kış aylarında sadece bakmak bile içinizi ısıtabilecek ayrıca topuğu da çok rahat görünüyor.
Valentino bootie’ler inanılmaz zarif ve şık ama bir yandan da rocker. Çok hanım hanımcık kombinlerinizi anında cool hale getirecek bir ayakkabı. Hayatınızı kurtarabilir…
Miu Miu çizmeler resmen öldürücü. Seksi ve dikkat çekici… Mini örgü elbiselerle giydiğinizde o kadar muhteşem olurlar ki bir anda kendinize güveniniz bile tavan yapacaktır.
Özellikle sezon sonu indirimlerinde kesinlikle o sezon çok moda olan bir şeyi almamak gerektiğine inandığım için klasik ve zamansız modeller seçmeye çalıştım. Siz en çok hangisini beğendiniz?

4 Ocak 2012 Çarşamba

Hayat Kurtaran Ürünler - Benefit Brows-a-go-go

Arada sırada sizden gelen sorular oluyor. Özellikle de kozmetik ürünlerinden hangisini en çok kullandığım ve sevdiğim konusunda gelen sorular için tek bir kurtarıcım var diyebilirim: Benefit Brows- a-go-go. Bu ürün gerçek bir mucize!



Sadece kaş kiti gibi görünse de aslında göz makyajınızın tamamının kurtarıcısı olacak bu kaş şekillendirme setini, “aman ben zaten kuaförüme hallettiriyorum bu işi” diye gereksiz görmeyin. Bu büyük bir gaflettir. Çıkan minik kaşlarınızdan kurtarmasının yanı sıra, tüm ifadenizi değiştiren bu kit’le harikalar yaratıyorsunuz. Ve hatta smokey eyes yapmak için de mükemmel olan kalemine aşık olmazsanız gelip beni buluyorsunuz. Ayrıca süper eğlenceli ambalajı da bonus…




3 Ocak 2012 Salı

Daha zayıf, çook daha zayıf!

Aslında her şey 90’larda, supermodel kavramının hafif dolgun’dan “Kate Moss” tahta kuruluğuna dönmesi ile başladı. Güzellik anlayışımız geri dönülemez bir şekilde değişirken, moda sektörü de gigide küçülen bedenleri ve imkansız bedenlerdeki modellerle sundukları kıyafetleriyle bizi hep daha da zayıf olmaya zorladı. “Nothing tastes as goog as Skinny feels” mottosuyla hareket eden kadınlar ve daha da vahimi gençler sağlıklı yollarla kendi bedenlerine karşı çıkamadıklarında sonu ölüme kadar gidecek olan Anorexia ve Blumia hastaları oldular. Şimdiye kadar eminim bu konu hakkında çok şey okudunuz, çok tartışma dinlediniz ama en bilinen anoreksiklerin bir fotoğraflarına bakalım ve “ne kadar zayıf, o kadar güzel” mi, yoksa cidden bu işte bir acayiplik, bir proporsiyonsuzluk var mı ona karar verelim derim.

Bu furyanın ilk kurbanlarından biri Nicole Richie’ydi. Sonradan düzeldi gerçi çocuk filan doğurunca ama özellikle Rachel Zoe ile zaman geçirdikleri zaman boyunca kendisi kocaman kafası ve kopmak üzere olan kollarıyla canlıya pek de benzemiyordu.




Rene Zellweger da Bridgitte Jones’un günlüğünde aldığı kiloları vermeye çalışırken kendini durduramadı. Resmen kendisini dünya üzerinden silmeye çalıştığını düşünüyorum. O kadar zayıfladı ki Bridgitte hali inanın daha güzel ve çekiciydi.


Ölünün arkasından konuşmak istemezdim ama alkol ve uyuşturucu sorunları, yemeye pek vakit ayırabilmesine izin vermiyordu sanırım. Son zamanlarda o kadar korkunç olmuştu ki bacaklarından sarkan derileri, kollarında büzüşmüş dövmeleri ile yüzüne bakılmıyordu.


Keira Knightley ise zaten kendisi de minicik bir kadın olduğu için çene kemiğine kadar zayıflamış gibi duruyor. O kadar zayıf ki 12 yaşında bir erkek çocuğunun vücuduna sahip gibi görünüyor. Hiçbir çekiciliği ya da kadınsılığı yok ve bunu nasıl beğeniyor anlamıyorum.



Tara Reid aslında seksi olması gereken, muadilleri de zayıflıklarıyla değil, dolgunluklarıyla daha güzel olacağını biliyor. Ama Tara Reid sanırım reality show’unda TV’de kendisini biraz şişman görmüş olacak ki, kendisini kilo vermeye adadı. Sanki kafasından bile kilo verdi, gözleri o kadar kocaman ve korkulu bakıyor ki insanın içi acıyor. 
Yani demek istediğim şudur ki çok fazla kilolu olmak çirkin olabilir ama bu koca kafalı, çırpı bacaklı, kibrik çöpü kollu görüntü de en az onun kadar kötü. Şimdiye kadar bir tane erkeğin bu kadar zayıf kadın beğendiğini görmedim. Sorsanız hepsi Rihanna, Katy Perry filan der ama kimse Keira Knightley demez. 

2 Ocak 2012 Pazartesi

Rachel Zoe Markasını Büyütüyor

Bir dönemin en çok konuşulan kadınlarının stilisti Rachel Zoe’i katırlarsınız. Kendisi imkansız derecede zayıflığın bir numaralı savunucularından ve kendi bedenine de uyguluyor bu inancını. Cidden güzel olduğunu düşünüyor demek ki vücuduna göre kocaman kalan kafası ve kemiklerinin üzerinden sarkan derileri.


Neyse, konumuz kendi kurduğu markasını bir Lifestyle Brand yapma yolunda ilerliyor olması. Önce bir Newsletter (The Zoe Report) ve internet sitesi ile engin moda bilgisini dünya ile paylaşan Zoe, şimdi de markasında, tasarımları kendi elinden çıkma parçalar sayesinde herkesten bir iskeletor – pardon stil sahibi bir kadın yaratma amacında. Ama bunu sadece kıyafetler ile değil aynı zamanda tamamlayıcı aksesuarlar ile de beraber tam bir paket halinde yapmak istiyormuş.

Modellerden, pop yıldızlarından, oyunculardan, sadece cool bir soyadına sahip olan herkesten tasarımcı olursa bir stilistten çok daha iyisi olur diye düşünüyorum her ne kadar kendisini kişisel olarak pek beğenmesem de… Bu arada koleksiyondaki parçalara şuradan sahip olabilirsiniz.