28 Şubat 2012 Salı

Ayak Bileğinde Biten Etekler

2012 Sonbahar Kış defilelerinde iyice gözümüze sokulan ayak bileğinde biten eteklerin bu yaz da bol bol görüleceğini zaten geçtiğimiz defile sezonundan da biliyorduk.  Kışın gümbür gümbür gelecekler ama yazdan kendimizi bu kesime hazırlamamız gerekiyor gibi sanki.



Öncelikle bu boy basenli Türk kadını vücudu için çok zordur. Sizi olduğunuzdan kısa, basenlerinizi olduğundan büyük gösterir. Eğer Slav ırkına dahilmişsiniz kadar uzun bacaklarınız ve görenlerin sizi nasıl taşıdığına inanamadığı kadar ince ayak bilekleriniz ve ergenlikteki bir erkek çocuğu kadar küçük bir poponuz yoksa bu eteklerden uzak durun.  Her trendi uygulayacağız diye bir şey yok. Düz ayakkabılarla kesinlikle giyilmemeleri gerektiğini söylememe gerek yok sanırım.


Sizler için hem nötr tonlarda hem de mücevher tonlarında birkaç model seçtim ama dediğim gibi yukarıda saydığım özellikleri taşımıyorsanız bu trendden uzak durmanızı öneririm. Zaten yukarıdaki özellikleri taşıyorsanız da muhtemelen ne giyseniz yakışır. Kendinizi kısıtlamanızı gerektirecek herhangi bir şey yok…

Prada F/W 2012 Koleksiyonu

Oscar heyecanı ile unutacağımı sandıysanız yanıldınız. Milano Moda Haftasını atlatıp da Prada'dan bahsetmemek olmaz. Bu sene de en çok beklenen defilelerden birisi her zamanki gibi Prada’ydı ve 2012 Sonbahar Kış sezonu için o kadar güzel bir koleksiyonla çıktı ki karşımıza, beklediğimize değmiş dedirtti. Haute Couture ile hazır giyimin birleştiği yerdeydi koleksiyon. Özellikle işlemeli paltoları ve mücevher tonlarının kullanımına bayıldım.



Gelecek sene bol bol göreceğimizden artık emin olduğumuz midi boy etekler özellikle boyu kısa kadınları çok üzecek gibi görünüyor. Göğüs altından kesimler ise basenleri, göbeği filan kapatmak için birebir.



Kumaşların lüks dokunuşunun couture’e yakın bir işçilikle süslenmesi ise Prada’nın şanına yakışır parçalar ortaya çıkmasını sağlamış. Ben koleksiyonu bütün olarak çok beğendim. 

27 Şubat 2012 Pazartesi

2012 Oscar Ödül Töreni

Her sene en çok beklenen kırmızı halı anını da dün gece itibariyle ardımızda bırakmış olduk. Academy ödüllerinin sahiplerini bulduğu gece her zamanki gibi yıldızlar geçidiydi. Bu hafta boyunca o kadar çok Oscar yazısı okuyacaksınız ki ben sadece en beğendiklerimi yazmak istedim.

Öncelikle gecenin tartışmasız en güzel kadını Angelina Jolie’ydi. Resmen senelerdir bu anı beklemiş kadar güzel görünüyordu. Siyah kadife Atelier Versace elbisesi beyaz tenine o kadar yakışmış ve saçları, makyajı kendisine o kadar muhteşem olmuştu ki saatlerce baksanız doyamayacağınız bir haldeydi. Kendisine 10 üzerinden 11 veriyorum.


Bir grup sevimli ve beyaz tenli kadını kırmızı halı üzerinde kırmızılar içinde gördük. Hepsi birbirinden şeker duruyordu. Aslında kırmızının aşırı seksi olmasını beklersiniz ama bu üçlüden hiç birini seksi olarak adlandırmam ben olsam. Emma Stone Giambattista Valli Haute Couture , Natalie Portman ise Dior Haute Couture elbisesinin içinde muhteşem görünüyor.  Michelle Williams, Louis Vuitton elbisesiyle kırmızı halıda biraz kaybolmuş Clutch'ının rengini de beğenmedim.

Onun dışında genelde beyazın tonlarını çok başarılı taşıyan ünlüler gördüm diyebilirim. Özellikle yukarıdaki örneklere bayıldım. Cameron Diaz, bu sezonun denizkızı temasına uygun bir kesime sahip Gucci elbisesinin içinde çok şık. Gwyneth Paltrow, pelerinli Tom Ford’u ile tam bir süper kahramandı. Hem kesimi hem rengi hem farklı bir tarza sahip olması hem de Gwyneth'in mükemmel vücuduna uyumuyla elbise resmen bir sanat eserine dönüşmüşti. Milla Jovovoich ise Elie Saab tek omuzlu elbisesi ile prensesler gibiydi. Penelope Cruz’un o kısa boyuna rağmen iyi taşıdığı Giorgio Armani tuvaletinden nefret etmedim aslında ama biraz yaşlı durmuş. Saçı ve makyajı ile de birleşince olduğundan yaşlı görünmüş diyebilirim. Ama yine de ne kırmızı halı felaketleri görmüş insanlarız. Çok da nefret etmemek lazım bu görüntüden.


Sırt dekoltesi konusunda bir karşılaştırma yapabileceğimiz ikili Zuhair Murad’lı Jennifer Lopez ve Givenchy’li Rooney Mara’ya gelince işler biraz değişti tabi. Rooney Mara yeni it-girl olacak bakın demedi demeyin. İnanılmaz değişik bir tip ve tüm seksilik kurallarını yerle bir edebilecek kadar farklı olmasına rağmen çok çekici ve moda seçimleri de çok başarılı. Jennifer Lopez ise o elbiseyi neden giymiş pek anlamadım. Kendisiyle ve poposuyla barışık bir kadın ama o çizgiler kalçasını çevreleyince o kadar abartı olmuş ki yazık etmiş. Saçı ise ayrı bir felaket. Ama bir yandan da kendisindeki o tanrıça ışığını yansıtmış açıkçası. O kadar kendine güveniyor ki en kocaman ve belki de en çok kapatması gereken yerinin iyice üstüne gidiyor. Demek ki kadının kendisi ile bir derdi yok, sonuna kadar saygı duydum diyebilirim. 

2012 Akademi Ödül töreni bence çok büyük moda felaketlerine tanık olmadı, herkes biraz garantici sayılabilirdi, ama Angelina Jolie’yi uzun süre unutamaycağız gibi geliyor bana.

24 Şubat 2012 Cuma

Etro'da Bir Şeyler Oluyor!

Son birkaç senedir  yüzüne çok bakmadığım bir markaydı Etro. Fakat bu sene ne oldu çözemedim, taze bir kan gelmiş sanki koleksiyona. Bir çok parçayı beğendim.




 Özellikle de ipek çiçek desenli pantolon ve ipek maksi etekler beni benden aldı. Çok hoşlar, hatta ben de bir tane çiçekli pantolonlarından almayı düşünüyorum yaz için. Hem cok şık hem de yaz sıcağına karşı ideal bir savunma. Umarım Etro böyle devam eder ve Veronica Etro, sıkıcı sayılabilecek aile geçmişini güncellediği bu koleksiyonu devam ettirebilir. 



İdeal yaz markası denilebilecek Etro, desen ve renk skalasıyla insanı kendine çekmesi normal diyebilirsiniz ama basma gibi de görünebilecek tehlikeli çiçek desenlerini bu kadar güzel kullanmalarida çok basarılı bence. 

23 Şubat 2012 Perşembe

Louis Vuitton - "When Hong Kong is a Woman..."

Louis Vuitton cinsiyeti şehirler üzerinden anlatacağı kısa film serisinin ilkini Hong Kong üzerinden yapmış ve
"When Hong Kong is a Woman..." adlı bu kısa filmde bizlere Hong Kong'u bir kadın olarak tanıtmış.

Senaryosu ve yönetimi Jean-Claude Thibaut tarafından üstlenilmiş olan kısa film, moda evinin Creative Director'ı Marc Jacobs'ın, markayı sanata ne kadar yaklaştırdığının göstergelerinden biri. Biliyorsunuz, özellikle modern sanat ustaları ile yaptığı iş birlikleri sayesinde markanın biraz snob ve hatta can sıkıcı derecede tekdüze sayılabilecek imajını güncellemeyi başarmış olan Jacobs, elinin değdiği her şeyi yeniliyor. Bu seri ile de markaya yeni bir bakış açısı gelmiş bence. Sizin de beğeneceğinizi umarak video ile baş başa bırakıyorum.

Gucci - 2012 F/W 2012

Bu aralar moda haftaları sarmış dört bir yanımızı ama ben malesef size Style.com gibi her defilenin yorumunu veremeyeceğimi en baştan kabullendim. O yüzden en merak edilen defilelerden ve benim en sevdiğim markaların en sevdiğim modellerinden bahsetmeyi uygun buldum.
İşin aslı şu ki ben de isterdim size yüzlerce defile hakkında en ayrıntılı bilgiyi vereyim ama gelin görün ki istemek yetmiyor bazen. Cidden o motivasyon ve enerjim yok, sadece fotoğraflara bakıp onları sindirmek bile bu kadar zorken bir de onlar hakkında uzun uzun yorum yapmak inanılmaz zor geliyor. Zaten her yerde okuyacaksınız :)))
O zaman Milano'dan en sevdiklerimden biri olan Gucci'den bahsedelim. Frida Giannini ile ilgili en güzel şey çizgisini bozmadan, kullanılabilir ve son derece yaratıcı parçalar sunmaktaki ustalığı. Her sezon baktığınızda Gucci diyebileceğiniz ama kendini tekrar etmeyen parçalardan oluşan koleksiyonlar oluşturabiliyor. Senede iki sezondan dört sezona çıkan hazır giyim sektörü için aslında baya zor bir şeyi başarıyor bu şekilde.


Bu koleksiyonda bir gerçek yüzüme tokat gibi çarptı: Kadife'nin önlenemez yükselişi. Bazılarınız için çok itici ya da zor bir kumaş olabilir ama emin olun önümüzdeki kış bol bol göreceğiz bu materyali. Sadece Gucci defilesinde değil Londra'da Burberry'de de bol bol görmüştük kendisini. Eğer kişisel bir sorununuz varsa kışa kadar halledin derim ben.



Bu uçuşan elbiseler aslında uzun süredir aşina olduğumuz modeller. Transparan detaylarıyla kışı beklemeden yazın da  bol bol kullanacağımız bu modeller vazgeçilmezimiz olacak. Bu arada desenli elbiselerin 2011 Givenchy kış desenleri ve tonlarıyla inanılmaz benzerliği de dikkatlerden kaçmıyor.

Sonuç olarak benim kişisel olarak çok beğendiğim bir koleksiyondu. Siz ne dersiniz?

21 Şubat 2012 Salı

Burberry Prorsum 2012 F/W Koleksiyonu

Londra Moda Haftasında en çok merak edilen koleksiyon her zaman için Burberry koleksiyonları olur. Yani kimse kusura bakmasın açıkçası, Burberry'e karşı biraz pozitif ayrımcılık yapma isteği duyuyorum. Ki daha önce de söylemiştim, özellikle de kış markasıdır Burberry. Trenchcoat'ları yüzünden onsuz bir kış düşünemeyiz.

Kadın modellerine ayrı erkek modellerine aşık oldum, o İngiliz şıklığı, hem renk blokları hem de asil kadifenin Christopher Bailey'nin her sene nasıl bu kadar yenilikçi modellerini yapmayı başardığını bilemediğim paltolarına uyarlanması yüksek heyecan seviyesine sebep olabiliyor.

Erkek koleksiyonunda ise her genç kızın sahip olmak istediği erkek arkadaş modeli ortaya çıkmış. Tam ingiliz beyefendileri haline gelen modeller özellikle keskin hatlı ceketleriyle beni benden aldı. Burberry Prorsum her zamanki gibi beş yıldızlı bir koleksiyondu.

20 Şubat 2012 Pazartesi

Marni For H&M

H&M canımız ciğerimiz oldu. Özellikle uçuk rakamlara satılan markaların ulaşılabilir kapsül koleksiyonlarını, normal H&M fiyatlarından biraz daha yüksek bir fiyatla satarak bizi kalbimizden vuruyor.
Yaz sezonu için Marni ile bir koleksiyon hazırlayacağını bildiğimiz H&M Lookbook'undan bazı görüntüleri paylaşmak istedim.


Marni ruhunu çok güzel yansıttıığını düşünüyorum parçaların. Bu anlamda sürekli laf attığım Versace koleksiyonundan çok daha başarılı. Ayrıca son derece kullanışlı ve sevimli bir koleksiyon olmuş Sadece yaz için biraz renkler iç karartıcı sayılabilir ama o kadar kusur kadı kızında da olur diyor ve beğendiğimi söylüyorum.


17 Şubat 2012 Cuma

Yaz Trendi: Pijama

Bir yandan dışarıdaki soğuk, bir yandan 2012 kış defileleri derken, önümüzdeki yazı unuttuk ama asıl önemli olan yaz alışverişimizde akıllı ve trendy parçalara yatırım yapmak olmalı.
Yavaş yavaş ben de bu yaz üzerine düşmemiz gereken trendleri tanıtacağım. Kişisel olarak Türkiye'ye uyarlanamaz "transparan" gibi trendlerin üzerine gitmeyi pek sevmiyorum. Yolda yürüyebileceğimiz parçalar görmek hepimize daha iyi gelecekmiş gibi bir düşüncem var.

Bu trendlerin en başında bu sene her yerde göreceğimiz pijama trendi var. Hem kumaşları hem formları hem de desenleri pijamaya benzeyen bu parçaların en büyük artısı ise inanılmaz rahat olmaları ve kullanım kolaylıkları. Kumaşının biraz daha parlak olması altına bir stilettoyla akşam davetlerinde ya da partilerde sizi hem rahat hem de trendy yapacak olan bu parçalar, daha casual kumaş seçenekleriyle de düz sandaletlerle kombinlenip üniformanız haline gelebilir.


Geçen sezon yavaş yavaş geleceklerini gösteren bu kıyafetler tabi ki de lookbook.nu kızları tarafından hemen benimsenmiş. Hatta kışlık modellerinden de gördük yeni bitirdiğimiz kış sezonunda. Güzelliğin her zaman acı demek olmadığının, rahatken de son derece şık olunabileceğinin kanıtı bu kıyafetleri düz renk üstlerle kombinlemenizi ve basenleriniz çok genişse tercih etmemenizi öneririm.

16 Şubat 2012 Perşembe

Beklenen Defile - Michael Kors F/W 2012

Herkesin heyecanla beklediği Michael Kors defilesi de gerçekleşti. Koleksiyon o kadar iyiydi ki bir anda borsada Kors hisseleri tavan yaptı. Bilirsiniz, borsa asla yanılmaz. Siz de bu sene yatırımınızı Kors'a yapın derim ben. Para olarak değilse bile kıyafet olarak.

Gelelim benim en sevdiklerime. Kışın biraz içimi ısıtacak şeyler görmeyi seviyorum sanırım. Daha önceki Vera Wang yazımda da bahsettiğim gibi incecik uçuşan kumaşlarla dolu kış defileleri bana biraz gerçekten uzak geliyor. Michael Kors koleksiyonu bu anlamda beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı. Bir de kırmızılar ve siyahların modern tasarımlarla birleşmesi ile şehirli western bir hava oluşmuş.

Bunun dışında da kışın kullanımı en kolay renklerden biri olan grilerine bayıldım. Ayrıca diz altındaki kalem etekleri de seven birisi olarak bu koleksiyon şimdiye kadarki en sevdiklerimdendi diyebilirim.

New York Moda Haftası boyunca defilelerin arasında kaybolduk ama bu koleksiyon kesinlikle unutulmazlar arasında yerini aldı.

15 Şubat 2012 Çarşamba

Vera Wang - Gelinlikten Fazlası

Vera Wang deyince aklınıza ilk gelen görüntünün  kabarık etekler, rüya gibi düğünler ve prenses gibi gelinler olmasını kimse yadırgamaz. Ortak kültürümüzde Vera Wang = Gelinlik'tir.


Hazır giyim koleksiyonları, gelinlik tarafındaki başarısını yakalayamasa da (çünkü o konuda bir efsane kendisi) tek başına değerlendirdiğinizde 2012 Sonbahar /Kış sezonu için New York Moda Haftası'nda sergilediği bu koleksiyonu bana olabildiğince gerçekçi ve kullanılabilir göründü.
Özellikle paltoları, gerçek bir New York kadının isteyebileceği materyaller, kesimler ve güncellikleriyle birden fazlasına sahip olmayı istetecek nitelikteydi.


Yine de eski alışkanlıklar kolay unutulmuyor tabi ki... Sürekli oynadığı transparan kumaşlar, ipekler, şifonlar ve uçuşan materyaller o kadar çok kanına girmiş ki Wang'in, kolayca onlardan vazgeçememiş. Bir kış koleksiyonu için talihsiz olduğunu söyleyebilirim bu seçiminin  ama yine de kendi içinde güzel, kullanım açısından en yumuşak tabirle zor modeller ortaya çıkmış.
Tabi ki gelinliğin kraliçesinden, kış koleksiyonlarının da kraliçesi olmasını bekleyenler için hayal kırıklığı bir koleksiyon ama Vera Wang'i ona yüklediğimiz diğer sıfatlardan kurtardığımızda, parça parça değerlendirildiğinde çok başarılı modellerle karşılaşabildiğinizi göreceksiniz.

14 Şubat 2012 Salı

Marc Jacobs 2012 Kış Defilesi

Her moda haftasında daha da artan isimler yüzünden artık her defileyi aynı özen ve dikkatle takip etmek imkansız bir hal adı. Bu sene de NY Fashion Week'te sadece en çok ilgilendiklerimle ilgili yazabiliyorum.

Ne olursa olsun insan önce, en bilinenlerin neler yaptığını merak ediyor. Bu en merak edilenlerin başında da tabi ki Marc Jacobs geliyor. Kış defilesinde beni biraz şaşırtıp John Galliano'yu anımsatacak şapkalar kullanmasıyla gözlerimi kocaman açtı. Ama şapkalardan güzünüzü almayı başarabilirseniz koza formlu kaşe paltolarına hayran kalmamanız mümkün değil. İşlemeli olanları çok şeker özellikle.


Defilenin ikinci bölümünde lazer kesimli derilerle beni benden aldı ama bazı parçaların çok genç, bazı parçaların çok yaşlı görünmesi kafamı karıştırdı açıkçası. Totalde, gözüm dönüp tamamını almak isteyeceğim bir koleksiyon hissi yaşatmadı (inanın, öyle koleksiyonlara şahit olmuşluğum var).
Siz ne düşündünüz? Bir karmaşa hissi geldi mi size de?

13 Şubat 2012 Pazartesi

Grammy Ödülleri 2012 - Kırmızı Halı

Ödül Törenlerinin ertesi günü yapılan yorumlarda her kafadan bir ses çıkması kadar eğlenceli bir şey olamaz.  Bazen aklın yolu bir dedirten kıyafetler görürken, beğeni denilen şey çok kişisel olduğu için birinin nefret ettiğinden birisi çok hoşlanmış olabiliyor ve size tavsiyem, bugün okuyabildiğiniz kadar çok Kırmızı Halı yazısı okumanız.
Ben de her zamanki gibi kendi "en"lerimi seçtim.

EN İYİLER



En iyilerin içinde iki tane Zuhair Murad görmek enteresan oldu, özellikle de en beğendiğim parçanın Zuhair Murad olması çok şaşırtıcıydı. Taylor Swift belki yaşı için biraz ağır sayılabilecek ama o şeker kız havalarından sıkılanlara ilaç gibi gelecek muhteşem bir elbise giymişti. Gerçekten tam bir deniz kızı gibiydi.

Kate Beckinsale kısa bir Zuhair Murad seçerek beni biraz şaşırttı ama yine de çok çekici ve şık görünüyordu. Elbisenin rengi ve omuz detayına bayıldım. Biraz şişman göstermiş aslında ama saç ve makyajla elbiseyi daha da ağırlaştırabilmesi çok profesyonel görünüyordu.

Gwyneth Paltrow her zamanki gibi sade ve duru bir güzellik sergiledi. Stella McCartney elbisesinin içinde bir gram fazlası olmadığını ve insanların gözüne sokmadan da şık olunabileceğinin kanıtı gibiydi.

Kelly Rowland ise Alberta Ferretti elbisesinin içinde ışıldıyordu. Teniyle kontrast oluşturan renk ve işlemeler kendisine çolk yakışmıştı.


EN SIKICILAR



Adele konusunda aslında çok fazla yorum yapma taraftarı değilim. Kendisinin de daha önce belirttiği gibi nasıl göründüğü umrunda değil. O yüzden sıkıcı ve aşırı babaanne işi Armani elbisesine çok da bir şey söylememek lazım. Ama ya o makyaj? Hiç yakışmamış ve çok eğreti durmuş bence.

Katy Perry de aslında başkasında güzel durabilecek Elie Saab elbisesi içinde Katy Perry için çok sıkıcı görünüyor. Boşanmak kendisine yaramadı herhalde. Mesela kendisini bu kadar tekrar eden bir tasarımcının elbisesi içinde görmeyi en son beklediğim isimlerden biri Katy Perry gibi cesur ve yenilikçi bir kadındır.

Rihanna da Kart Perry ile aynı kaderi yaşıyor bence. Ondan da daha iyi bir seçim beklerdim, biraz daha "vay canına" dedirtmesi gerekirdi ama anlaşması gereği, dünyanın en hanım hanımcık elbisesine bol bol dekolte ekleyerek Rihanna ruhu yaşatmaya çalışılmış versiyonuyla geceye teşrif buyurdu. Bence Rihanna için çok sıkıcı bir seçimdi.

Carrie Underwood'u bir köşeye çekip "canım sen Kate Middleton değilsin. Ama üzülme sen de özünde iyi bir insansın" demek istiyorum. Böyle bir geceye neden böyle bir elbiseyle gelmiş anlamıyorum. Pırıltılar da sırt dekoltesi de kuyruk da kurtaramamış bu Gomez-Garcia elbiseyi. Ya da tüm bunlar o saç ve makyajı kurtararmamış. 10 yaş yaşlı ya da inanılmaz title'ının altında ezilen bir kadın gibi görünüyor. Esnemekten ölüyorum.

EN DELİLER


Fergie Jean Paul Gaultier Haute Couture elbisesiyle "Nasıl Yani?" dedirtti. Kendisi seksi olurdu normalde ama bu kılık resmen çok alakasız olmuş normalde sunduğu personasına. Elbiseyi içindekinden ayrı değerlendiremediğim için malesef  kendisi  gözüme batıyor.

Lady Gaga her zamanki gibi beni şaşırtmadı. Süper bir custom Versace kıyafetlegeldi. Suratındaki fileden elindeki asaya kadar son derece hastalıklı bir kılıkla karşımıza çıktı. Hiç bir kıyafetini genel geçer estetik kurallarına göre değerlendiremeyeceğimiz Mother Monster, kendisini heyecanla bekleyenleri hayal kırıklığına uğratmadı.

Sizin favorileriniz kimler?

Fotoğraflar: justjared.com

10 Şubat 2012 Cuma

NYFW F/W 2012-2013 - 1. Bölüm

Bildiğiniz gibi biz karda kışta IFW yollarını arşınlarken New York'ta da dünyanın en büyük moda haftalarından biri devam ediyor.
Her defileyi ayrıntılı bir şekilde incelemem mümkün değil, o yüzden size sadece favorilerimden ve genel olarak makasını beğendiklerimden bahsedeceğim.



Max ve Lobov Azria denilince aklıma seksi, daprad, minicik elbiseler, pudra tonları ve çok seksi bir silüet geliyor. Galiba yazı sıcaklarını özlediğim için yaz koleksiyonlarına daha yakın hissediyorum şu anda :) 2012 - 2013 Kış koleksiyonu için yarattıkları asimetrik kesimli blok renkli parçalarını hem kullanım  hem de özgünlük açısından çok başarılı buldum. Orta boy etek giymek aslında zor bir şey de olsa benim kişisel olarak sevdiğim bir görüntü olduğu için de koleksiyonun geneline bir sempati duyduğum söylenebilir.


Nicholas K. de modern kovboylar yarattığı kış podyumunda deri ve kürk kullanarak western ruhuna da selam çakmış. Rahat kesimleri ve kullanışlı parçalarının en iyi tamamlayıcıları ise bu sene de çok meşhur olan parkalar. Zamansız görünen bir koleksiyonda siyah, gri ve melanjın hakimiyeti gözlemleniyor.


Richard Chai Love defilesi ise beklenmedik bir dönüş yaparak beni şaşırtanlardan birisi. Koyu renklerin hakimiyeri, çizgiler, geometri gibi öğeler görürken bir anda kış çiçeklerini karşımıza çıkaran tasarımcı sıkıcılıktan uzaklaştırmış. Çizgili iki parça yakımlarının yarattığı illüzyon sayesinde daha uzun, daha ince görünmek mümkün. Kesinlikle kullanılabilir ve zamansız sayılabilecek parçaların üzeirinde durulmuş...

Sizin şimdiye kadarki favori defileniz hangisiydi?

9 Şubat 2012 Perşembe

Dree Hemingway Sandro Kapsül Koleksiyonu

Efsane Hemingway'in torunu Dree Hemingway bir süredir modellik kariyerini sürdürüyordu. Bu kadar ilgi çekici bir soyad ve merak edilen fırtınalı bir aileye mensup olmasının da ekmeğini yiyerek, hafif Tomboy'umsu stilini yansıttığı bir kapsül koleksiyonla Fransız markası Sandro için kolları sıvadı. Bir de Fransız Elle'in Şubat sayısı için poz verdi bu koleksiyonun içinde.


Efsanevi diyebileceğim bir parça yok ama genel olarak rahat ve kullanışlı modellerden oluştuğunu söyleyebilirim. Siz ne diyorsunuz? Beğendiniz mi?

7 Şubat 2012 Salı

IFW Başlıyoor!

Bu hafta çok önemli bir hafta. Tekstil cenneti bir ülkede tasarım kıtlığı çeken bir milletiz. Ve bu gidişata dur diyebilecek yegane etkinliklerden biri İstanbul Fashion Week. Bir kısım insan laf atıp beğenmese, bir kısım da çok çok abartıp 4 büyük moda haftası ile karşılaştıracak kadar ileri gitse de aslında IFW için gelişim gösteriyor olduğudur.
Kişisel, politik ya da ticari tüm sürtüşmeler göz ardı edildiğinde, elinizde çok büyük bir emekle ortaya çıkmış olan tasarımlar kalıyor.
Ben de bu sene Instyle Türkiye'nin davetlisi olarak defileleri izleyip, izlenimlerimi de Instyle Mart sayısında sizinle paylaşacağım. Şimdiden çok heyecanlıyım ama defileler sırasında çok yoğun olacağım ve kapsamlı bir şekilde dergide bulundurmak istediğim için blog üzerinden çok fazla IFW paylaşımı yapamayacağım.

Defile programı da aşağıdaki gibi...

6 Şubat 2012 Pazartesi

IFW - Sanat Moda ile Birleşiyor

Bildiğiniz gibi İstanbul Fashion Week heyecanı yaşıyoruz hepimiz. Bir hafta boyunca Türkiye'nin en iyi tasarımcıları yeni koleksiyonlarını görücüye çıkartıyor. Defileler zaten başlı başına bir heyecan...


Bundan ayrı bir de 9 Şubat akşamı Roxy'de öyle bir etkinlik var ki en az defileler kadar heyecanla bekliyoruz onu da. Moda ve Sinema'nın birleştiği yerde duran bu etkinlik yılların mekanı Roxy'de hayat bulacak. Corona sponsorluğunda gerçekleşecek Fashion & film Vol.1 sırasında, ekranlarda moda ve sinema sanatının bir araya geldiği görüntüleri izleyecek davetliler.


Sözü fazla uzatmadan tanıtım videosuna şuradan ulaşabileceğiniz bu etkinliği kaçırmamanızı öneriyorum.


Ayrıntılı bilgi için: info@kulturdepartmani.com +90 532 4274555 www.kulturdepartmani.com

3 Şubat 2012 Cuma

Ringden Kırmızı Halıya: Stacey Kiebler

Sex and the City'nin bir bölümünbde Carrie Bradshaw der ki : "Clooney is like a Chanel dress, he is never out of fashion". Yani gerçekten asla modası geçmeyen, Chanel elbise gibi bir adamsın sen Clooney, büyük düşün demişler herhalde ki kendisi de büyük düşünüp, farklı bir seçim yapayım demiş.


Stacey Kiebler bilmiyorum sizin haberiniz var mı ama eski bir Amerikan Güreşçisi. Şaka değil eskiden iç çamaşırlarıyla ringde güreşen ve "Catfight" fantezisine malzeme çıkarak ablalarımızdan birisi.


Fotoğraflara baktıkça artık daha fazla yorum yapamıyorum ama nasıl bir evrim geçirmişse, son hali kırmızı halı üzerinde hiç sırıtmıyor. Ama yine de o komik fotoğrafları tabi ki de sizinle paylaşacağım...

1 Şubat 2012 Çarşamba

Keira Knightley Rengini Belli Etti

Bazı kadınlar şanslı yaratılmıştır. Siyah veya beyaz gibi garanti renkler dışındaki bazı renkler, bu kadınların hayatları boyunca olup olabilecekleri en süper hallerine bürünmelerini sağlar.


Yeni filmi A Dangerous Method’ın Londra Prömiyerinde öyle bir Burberry Prorsum elbise giydi ki bir anda bu ortalama 25 kilo olduğunu tahmin ettiğim kadını daha önce güzel olarak adlandırabileceğim her görüntüsünde bu rengin rol oynadığını düşünür oldum.



Sonra geçmişe doğru biraz gittiğimde fark ettim ki haksız değilmişim. Modellerinden bağımsız olarak düşünürseniz, kocaman gözlerinin derinliğine ve bembeyaz tenine en güzel giden renklerden bir tanesi olarak vişne çürüğünü belirleyen Keira Knightley’i takdir etmemek imkansız.
Kıyafetleri değerlendirirken lütfen Keira’nın az beslenmiş olduğunu göz önünde bulundurmayı unutmayın. Sadece renge odaklanmaya çalışalım.

Bu arada benim en çok beğendiğim görüntüsünün de bub Londra prömiyerindeki sırt dekolteli elbise oladuğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Keşke biraz yemek yese de elbiseyi daha güzel doldurabilseymiş…