Carine Roitfeld Fashion Book

İlki çok ses getiren ve sezonluk bir hazine olarak konumlandırılan CR Fashion Book'un ikinci sayısının hazırlıkları son hızla devam ederken bir yandan da behind the scenes video ve fotoğraflarıyla, jet hızıyla ilerleyen moda dünyasının gerisinde kalmamak ve kendini unutturmamak için gerekli buzz yaratılıyor.

Alıştığımız moda dergilerinin ötesinde sanatsal ve alışılmadık bir bakış açısı ile sezonun en hit parçalarını beklemediğimiz sunumlarla karşımıza çıkaran CR Fashion Book daha çok Carine Roitfeld'in Paris Vogue'da geçirdiği senelerin bir yansıması olarak Fashion Bible'a dönüşüyor.

Bu sayısında bale ve spor konularına eğilen ve hikayelerini bunlar etrafında şekillendiren CR Fashiıon Book 2, herhangi bir moda dergisi olmanın çok ötesinde döneme farklı bir açıdan ışık tutan tam bir referans kitabı ve koleksiyon parçası sayılabilir. Bir şekilde ele geçirilmesi şart diyebiliriz. 

Bizans'a Dönüş

Dolce & Gabbana'nın 2013 Sonbahar Kış defileri hakkındaki yazımı yazmadan önce koleksiyonu sindirmek için 1 gün beklemek istedim. Üzerine uyudum ve bilgisayarın başına geçtim.

Bilmem farkında mısınız ama Dolce & Gabbana alt markası D&G'yi kapatmaya karar verdikten sonra ivmesine ivme katı. Her geçen gün daha da hızlı yükseliyor. Dergi kapaklarının göz bebeği, fashionista'ların bir numarası, editörlerinin canı ciğeri oldu. Her sezon çok net ve işçilik konusunda çok büyük emek isteyen bir tema üzerine giderek, couture ile hazır giyim arasındaki sınırları belirsizleştiren koleksiyonlar hazırlıyor. Bir Dolce & Gabbana giymek ise moda haftalarında sokak fotoğrafçılarının peşinize düşmesi için yeterli bir sebep haline geldi çünkü parçaların hepsi sartorial değere sahip, fotoğraflarda muhteşem görünüyorlar.

2013 Sonbahar Kış koleksiyonunda da Bizans temasını işlene Dolce & Gabbana, İstanbul'da Doğu Roma İmparatorluğu zamanından kalma eserlerde çokça karşılaştığımız mozaikler ve freskleri elbiselere taşıyor. İleride üzerinize olmazsa üstlerinden kumaşu kesip, çerçevelettirerek evinizde dekorasyon malzemesi olarak bile kullanırsınız :)

Şaka bir yana desenlerin, baskıların kumaşla bu kadar iç içe geçtiği, uzaktan bakıldığında gerçekten mozaik sanılacak kadar güzel kurgulanmış parçalara eşlik eden aksesuarlar da göz alıcı. Kapanış yürüyüşünde, defilenin kan kırmızı parçalarının görünüşü ise bir harika.

Vanity Fair Oscar After Party

Jennifer Lawrence

Geleneksel olarak her yıl, Oscar töreninden sonra Vanity Fair tarafından düzenlenen Oscar party, kırmızı halıdan geçen kadınların bir çoğundan daha şık insanlara ev sahipliği yapıyor.

Miranda Kerr - Orlando Bloom

“Everybody who is somebody” diye adlandırılabilecek bir davetli grubu, Oscar’la o sene alakası olup olamamasına bakılmaksızın seçiliyor ve Vanity Fair tarafından bir araya getirilip ağırlanıyor.

Tom Hooper - Anne Hathaway

Akademi ödülü kazananların gecesi olan bu gece için Vanity Fair partisi için de ikinci bir tuvalet kullanmak ise geleneksel. Bu sene Oscar töreninde Jennifer Lawrence’ın merdivenlerde yere düşmesi dışında heyecan verici pek bir şey olmadı. Kırmızı halı da sönük sayılabilirdi. Bu yüzden ben de Vanity Fair Oscar Partisindeki ünlüleri paylaşmak istedim.

Sizce en şık kim olmuş?

Diane Kruger

Diane Von Furstenberg

Hillary Swank

Ginnifer Goodwyn

Kristin Chenowet

Lilly Collins

Michael Polish - Kate Bosworth

Natalie Portman

Rosie Huntington- Whiteley

 Zooey Deschanel - Jamie Linden

Vanessa Hudgens - Selena Gomez

Yeni Miss Dior: Jennifer Lawrence

Black Swan ile yıldızı parlayan Mila Kunis'in Miss Dior oluşundan sonra son zamanlarda her ödül töreninde, her galada karşımıza Dior kıyafetler içinde çıkan Jennifer Lawrence yeni Miss Dior oldu. Audrey Hepburn'u hatırlatan Mila Kunis çekimlerinden sonra son derece minimal Jennifer Lawrence kareleri, Raf Simons'ın moda evine getirdiği sadeliği de yansıtır nitelikte.

Silver Linings Playbook ile Oscar'a aday gösterilen Jennifer Lawrence ben bu satırları yazarken henüz kırmızı halıda görünmemişti ama bir Dior Couture ile geceye katılacağına eminim. Zaten Oscar yazımda da muhtemelen kendiside yer bulacaktır.

Ben açıkçası çekimleri çok beğendim. Sadeliğini de Jennifer'in genç yaşına uygun duruluğunu da, yüzündeki file peçenin ardındaki gizemli ve soğuk halini de çok yakıştırdım. Siz ne dersiniz?

Tatlı Niyetine Kolonya

Jo Malone, kolonya hakkında bildiğimiz her şeyi değiştirerek, parfümden bile kıymetli, lüks ve kişilik sahibi kokuları kendisini belli ediyor. Doldurma parfüm kokusundan ayrılamayacak mass kokuların yanında kişiliğinizin en şık aksesuarlarından biri olan kokunuza itinayla yaklaşan Jo Malone, şimdi de iştah açıcı tatlı kokularla karşımıza çıkıyor.

Burada ismini anıp sizi de yaz öncesi günaha sokmak istemediğim 5 tatlı kokusuyla karşımıza çıkan Jo Malone, Akşam 5 çay partilerine bizi özendirecek.

Özlem Süer Suadiye'de

Romantizm bu kadar moda, herkes de bu kadar romantik olmadan önce Özlem Süer vardı. Yerli Vera Wang'imiz olabilecek kadar gelinlikleriyle ünlü, retro tarzı modaya bağımlı olmadan benimsemiş, dantellerin kraliçesi Özlem Süer, Galata'ya sığmadı, suyun diğer tarafına da geçerek Bağdat Caddesi'nde "Maison Mağazıcılık" konseptinde ilk mağazasını açtı.

Süer'in imzası haline gelmiş pastel tonların hakimiyetindeki mağazada abiyelerin yanında şehirli kadının günlük hayatında kullanabileceği parçalar da bulunurken, eminim Anadolu Yakasında yaşayan kadınlar gördüklerinden hoşlanacaklar.

Kerastasé'in Yeni Yüzü Kate Moss

Saç markalarının en büyük vaadleri saçlarınızı sağlıklı ve güzel yapmanın da ötesine geçiyor. Bilmem farkında mısınız ama eskiden güzellik yarışmalarında "saç güzeli" seçip en sağlıklı saçlara sahip olan kızları reklam yüzleri yapan markalar bile stratejilerini tamamen değiştirip modellere ve stil ikonlarına döndüler.

Kerastesé benim gözümde, saçımın  sağlık kazanması vaadini başarılı bir şekilde yerine getirebilecek bir markayken, şimdi yeni reklam yüzü Kate Moss sayesinde moda alanına da el atıp, olmak istediğimiz kadınlarla kendisini ilişkilendirerek markasının eski lüks imajına yeni bir vaad daha ekliyor.

İletişimini de "Kerastesé'ın yeni Moda İkonu" olarak tanımladığı, aslında hiç bir zaman saçları ile dikkat çekmeyen Kate Moss'a kaydırması aslında şu anda ürünlerden sadece performans değil çok daha fazlasını beklediğimiz bir dönemde olduğumuzun en güzel kanıtı.

Model Kurabiyeler

New York Moda Haftasının en acayip iş birliğinden bahsetmesem kendimi kötü hissedecektim. Yedikleri yemek en çok bize dert olan, ciddi anlamda lokmalarını saymayı kendimize hak gördüğümüz tek bir meslek grubu varsa o da modelliktir herhalde.

Çok başarılı bulduğum ve hem enerjisi hem de profesyonel hayatıyla örnek sayılabilecek modellerden Karlie Kloss New York Moda Haftası sırasında çadırlarda kurabiye dağıtınca herkesin kafası karışmış. Milk Bar markası ile iş birliği sonucunda ortaya çıkan Karlie Kloos Kookies insanların kafasını karıştırmasın da ne yapsın. Sonuç olarak bir modelden sigara dışında bir şey tüketmesini beklemezken, kocaman bir kavanoz kurabiyeyi kucaklamış size doğru gelen bir model görmek ve sonra da aynı kadını incecik bacakları ile podyumda izlemek sizin de kalbinizi sıkıştırırdı.

Pazartesi Sendromuna Tatil: Farol Hotel Cascais, Portekiz

Pazartesi Sendromunun ilacı Pazartesi Sendromuna Tatil köşemizde neredeyse 1 seneye yakın zamandır dünyaca ünlü moda evlerinin tasarımlarına el attığı büyük otellerin hepsini anlatmaya çalıştım. Son zamanlarda bu köşede yer vermediğim otel bulmak zor bir hal alırken, bir yandan da daha az bilinen, lokal moda tasarımcıları tarafından dizayn edilmiş odalara sahip olan otellerle karşılaşmaya başladım. Benim de daha önce duymadığım bu otelleri araştırmaksa, ayrı bir keyif haline geldi.

Bu hafta Portekiz, Cascais'de yer alan ve muhteşem manzarası ile göz doldurup, "suyun üzerine" inşa edilmiş olmakla övünen Farol Hotel'i inceliyoruz.

19. yy'da Cabrol Kont'una ait olan bir malikanenin 33 odasından 9 tanesi Potekiz'in en tanınmış tasarımcılarının vizyonuna emanet edilmiş. Aralarında Ana Salazar, António Augustus, Arkadius, Fátima Lopes, Miguel Vieira, Manuel Alves & José Manuel Gonçalves, José António Tenente, Paulina Figueiredo ve João Rolo gibi isimlerin olduğu tasarımcılar odalara kendi imzalarını atmışlar.

Tüm tasarımcılar kendi tasarım anlayışlarını kattıkları odalarda, otelin genel ruhuna uyan beyaz arka planı ihmal etmemiş ve bu tarihi eseri hem korumuş hem de modernize etmişler. 

Sessiz sakin yapısı ile görülmeye değer bir yer olan Farol Hotel, Portekiz'e yolunuz düşerse özellikle romantik tatilleriniz için güzel bir seçenek olabilir. 

Ayrıca aşağıdaki videodan da otele ait daha genel bir bakış açısına sahip olabilir, her designer suite'in görüntülerine ulaşabilirsiniz.

Özlediğimiz Beyonce Geri Geldi

Anne olduktan sonra kendini de tarzını da karizmasını da yeniden keşfeden Beyonce, mart ayında Vogue USA'nın hem kapağını süslüyor hem de birbirinden güzel 2013 ilkbahar yaz parçaları ile iç sayfaları süslüyor.

Kızı Ivy Blue'nun doğumundan sonra nefis bir Super Bowl Half Time Show ile bize kendisini ne kadar da özlediğimizi hatırlatan Beyonce, Vogue'daki çekimlerinde de muhteşem görünüyor.

Sadece vücudunun şeklini geri kazanması ile değil kendine olan güveni ile de kusursuz görünen Beyonce'yi son bir yıldır o kadar az görmüşüz ki şimdi yeniden boy göstermeye başlayacağı kırmızı halı törenleri ve daha bir çok etkinlikte gözleri üstüne çekeceğine şüphe kalmadı diyebiliriz.

Ayrıca Beyonce ile ilgili en güzel şeylerden biri de son 3 aydır hiç bir şey yemiyormuş gibi görünecek kadar zayıf olmaması ve sağlıklı hatta dolgun ama ölümüne seksi olması.Sağlıklı bir gençlik için bir örnek gösterilecekse bu, hiç bir zaman yeme bozukluğu, alkol problemi ya da uyuşturucu rehabilitasyonu gibi bir şeyle magazinlere düşmeyen, kariyerinin zirvesinde bir de çocuk sahibi olan Beyonce olabilir.

Oscar de la Renta'da Galliano İzleri

Daha önce John Galliano'nun Anna Wintour desteği ile yeniden moda sahasına giriş yapmaya çalıştığını ve bunu da Oscar de la Renta ile beraber yaptığını "John Galliano Geri Döndü" yazımda paylaşmıştım.

Abartıldığı kadar büyük bir geri dönüş olmasa da John Gallianonun varlığı, görev aldığı styling alanında hissediliyordu. Özellikle defilenin başında, kalem eteklerle tamamlanan ceketler ve bellerini sımsıkı saran kemerler John Galliano'nun elinden çıkan Christian Dior Haute Couture İlkbahar Yaz 2010 koleksiyonundan parçaları fazlasıyla hatırlattı.

Her zaman ünlülerin üzerinde görmeye alıştığımız lady looklarıyla tanınan couture ve kırmızı halı ustasının bu kez daha edgy diyebileceğimiz saç, makyaj ve aksesuar seçimleri sayesinde Oscar de la Renta ve Galliano'nun çekişmesi olarak tanımlanabilecek bir koleksiyon olmuş bence. Siz ne dersiniz?

Marc by Marc Jacobs 70'lerde

New York Moda Haftası son hızıyla devam ederken Marc by Marc Jacobs koleksiyonu bizi tam anlamıyla 1970'lerin parıltısına geri götürdü.

Kıyafetlerin optik illüzyonlar yaratan desenleri, renkleri ve takımlar pijamaları andırırken bir yandan da bordolar, maviler ve kesimler bir araya gelerek her zaman alışkın olduğumuz Marc by Marc Jacobs kızının biraz daha büyüyüp seksileşmesine sebep oluyor. Artık sokak modasının da ilerisinde bir yerde ayakları yere basan bir kadın var koleksiyonda.

Aksesuarlar konusunda da aynı şekilde bir ağır başlılığın hakim olduğu koleksiyon, renk ve desenleriyle her zaman biraz daha genç ve dinamik takılan Marc by Marc Jacobs koleksiyonlarından ayrılıyor ve zamansız parçalara yöneliyor. 70'lerin kocaman gözlükleri ise kemik çerçeveleri ile son derece dikkat çekici.

Bence tüm defilenin en çok dikkat çeken yanlarından birisi de saç ve makyaj oldu. Kıyafetlerdeki retro havayı destekleyen parlak kırmızı rujlar ve dalgalı kabarık saçlar görülmeye değerdi. Bu sene aldığımız mat bordo rujları gelecek sene daha cüretkar parlak kırmızı tonlarla değiştirecek gibi görünüyoruz.

Rengarenk Grammys 2013 Töreni

Pazar gecesi gerçekleşen Grammy Ödülleri töreni uzun zamandır görmeye alıştığımız sıkıcı siyahlar ve nude tonların ilerisine geçmesi anlamında heyecan vericiydi. Ana renklerin en parlaklarına  ev sahipliği yapan Grammy ödüllerinin en çok konuşulan konusu Rihanna ve alnı olurken, Alaia elbisesi ile gecenin en şıkı, kendisini hastanelik eden sevgilisi Chris Brown ile verdiği samimi pozlarla da gecenin en çok eleştirileni oldu.
Valentino, kırmızı çiçekli elbisesi ile Adele ödül alanlar arasındaydı ama her zamanki gibi gecenin en rüküş isimlerinden biri olmayı da başardı. Saçı ve makyajı ile olduğundan 10 yaş daha yaşlı görünen Adele'in stiline acilen bir profesyonelin el atması lazım.
Natasha Beddingfield da uzun süredir ortalıkta görünmemişti ve Grammy Ödül Töreni'nde giydiği Emerson by Jackie Fraser Swan elbisesi ile ne şık ne rüküş, orta halli görünüyordu. Belindeki metalik kemer ve elbisesinin kesiminin Lanvin 2013 İlkbahar-Yaz herkes tarafından giyilen siyah elbiseye delicesine benzediği de gözlerden kaçmadı.

İkinci renk grubu sarılar oldu ve beklenmedik bir şekilde, Girls dizisinin senarist, oyuncu, yapımcı yani kısaca her şeyi Lena Dunham sarı Peter Jansen elbisesi ve tarzıyla tam anlamıyla örtüşen saç modeli ile çok şık görünüyordu, biraz ütüye ihtiyacı olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.

Maria Menounos, Garcia Gomez elbisesinin zor kesimini çok güzel taşımış ve ayakkabılarıyla da çok güzel şekilde tamamlamış. Fakat belindeki anlamsız kemerini çıkartıp belki de Natasha Beddingfield'deki metalik kemer gibi bir parça tercih etse çok daha güncel görünebilirdi.

Joan Osbourne'un Rani Zakhem elbisesi zamansız ve Blake Lively'de çok şık durabilecek bir parçayken Osbourne'un ten ve saç rengine hastalıklı gibi durmuş. Sanırım kambur duruşunun da bunda etkisi var ama elbiseyi güzel taşıdığını söyleyemeyeceğim.

Son renk grubumuz da yeşiller. Florence + The Machine'in Florence Welch'inin metalik yeşil Givenchy'si kendisinden beklemeyeceğimiz kadar şık diyebilirim. Her zaman aşırı abartılı ya da mainstream olmaktan uzaklaşmak adına fazlasıyla dikkat çekici olan seçimlerinin aksine bu elbiseyi seçmesi benim hoşuma gitti. Ayrıca kızıl saçlarıyla oluşturduğu kontrastı da sevdim.

Katy Perry'nin Gucci elbisesi daha küçük göğüslü bir kadına çok daha fazla yakışabilirmiş ama Katy Perry'nin göğüsleri elbiseyi tabiri caizse ağlatmış. Ayrıca  daha önce kimseyi takmadan kostüm kategorisinde parçalarla, rengarenk saçlarla kırmızı halıda gördüğümüz Katy Perry'nin bir anda değişip kendisini şık kadınlar arasına sokmaya çalışması da biraz tutarsız geliyor bana. Ayrıca ortadan ayırdığı siyah saçları da yaka detayını tamamen kaplayarak elbiseye haksızlık emiş.

Solange Knowles ise her zaman ablası Beyonce'den daha iyi seçimler yapması ile ünlü oldu. Çok çabalamadan şık olayı başaran isimlerden olan Solange'ın Ralph & Russo Couture elbisesinin vücuduna, tenine, saçına başına yakışmasının yanı sıra, altındaki neon ayakkabıları ile oluşturduğu zıtlık da Solange'a başka bir hava katmış. Ayrıca saçlarını da banyodan çıkmış ve gelmiş gibi bırakması da farklı bir tarz yakalamasını sağlamış. Kendisi de gecenin şıklarından bence.

Sizin şık ve rüküşleriniz kimler?

Dannijo F/W 2013 Koleksiyonu

New York Fashion Week son hızıyla devam ederken sadece büyük markaların yüzlerce kişilik büyük prodüksiyonlu defileleri değil, aksesuar markaları ya da yeni tasarımcıların sunumları da dikkat çekiyor. Bunlardan bir tanesi de uzun süredir radarımda olan Dannijo.

Danielle ve Jo Snyder kardeşlerin takı tasarımı ile geçen hayatları dünyaca ünlü blogger Man Repeller ile iş birliğine girmeleri sonucu sosyal medyanın da tam ortasına düştü. Man Repeller blogunun yazarı Leandre Medine ile ortak çalışmaları sonucunda çizgileri her gün biraz daha dikkat çekici biraz daha cesur oluyor.

2013 Sonbahar-Kış koleksiyonlarının sunumunda #dannijovanities hashtagi ile paylaştıkları fotoğraflar sonucunda biz de koleksiyonun eskisinden daha az boncuk, daha fazla taş ve parıltı içerdiğini ve kesinlikle sadelikten hoşlananlara göre olmadığını her bir parçanın Statement Piece kategorisinde olduğunu gördük.

Gelecek sene yine kocaman kolyeler ve bu kez onlara eşlik eden uzun küpeler bekleyin. Bu arada Dannijo aksesuarlara Shopbop'tan ulaşabilirsiniz.