28 Mayıs 2012 Pazartesi

Pazartesi Sendromuna Tatil: The G Hotel by Philip Treacy


Philip Treacy'i nasıl bilirdiniz diye sorsam "deli" biliriz dersiniz muhtemelen. Rahmetli Isabella Blow'un çılgın şapkalarının bir çoğunun şapka ve saç aksesuarlarıyla öne çıkan neredeyse her defilenin arkasındaki isim Treacy beni en çok da şapka işinin dışına çıkmaması ile büyülemiştir. En güçlü olduğu konu şapka olduğu için delirip her alana atlamak yerine şapka denilince akla gelen ilk isim olmayı tercih etmiştir. Çok da iyi yapmış bence.


Odalarında tam biz İngiliz şıklığı yaşanan Galway Irlanda'daki otel, renk ve dokuların muhteşem bir karışımı. Gerçi ben Treacy'den biraz daha çılgın hatta daha önceki Pazartesi Sendromu Otellerimizden Maison Moschino gibi bir hayal dünyası beklerdim. Ne de olsa kendisi tam bir Mad Hatter.


Restoran ve barındaki renkler çok güzel ve insanın gözünü gönlünü açıyor. Tüm sandalyelerin formu aynı olmasa daha da farklı bir ortam olabilirmiş. Şu anda oturdum Treacy'nin tasarımı otelin dekorasyonunu eleştiriyorum. Sanırım şu her hafta bir tasarım oteli incelemek bana iyi gelmiyor :))))


İsteyenler için bir SPA tatili de sunabilecek olan The G Hotel, tüm otelin genel havasıyla pek de uygun olmayan tamamen karanlık bir tasarıma sahip. Daha önce gördüğümüz Armani Hotel Dubai'nin içine bu SPA'yı koysak kimse nereden çıktı bu demez yani.
Irlanda tatili yapmak isteyen varsa görülmesi gereken yerler listesine alınacak bir otel olduğunu yine de söylemeden geçemeyeceğim. Haftalar geçtikçe ve sürekli yeni bir otel gördükçe beğenmek gitgide zorlaşıyor ya da beklentilerimiz artıyor diyebiliriz ama Philip Treacy otel tasarlama işini de güzelce halletmiş.

1 yorum:

fazılhan dedi ki...

İlk olarak şunu söyliyeyim ben bunu çok beğendim! :)
Daha önce duymamıştım bile. Doğrusu Philip Treacy pek benim tarzım değildi. Çirkin demiyorum asla. Desem Isabella Blow'un kemikleri sızlar her halde. Yazık zaten o da çok üzücü bir hikaye neyse, Lady Gaga'ya da ayrı bir yakışıyor bence :)
Otel her şeyi ile çok şık :) Bence kalıpları çok da zorlamamasının iki nedeni var ilk olarak pazarlama çünkü o derece marjinal bir otel tercih edilmeyebilir diğeri ise büyük bir otel olması.
Onun dışında restorandaki renkler gerçekten hoş. Mesela çok değişik formda sandalyeler mesela beni irite ederdi biraz. Ama benim favorim daha ziyade odalar ve lounge'lar. Restauran'ı beğenmiş olsam da onlar kadar değil. Bu arada ben bile eleştiriyorsam senin eleştirmen pek de garip değil bence ;)
Ben Spa'sını da beğendin, hoş rahatlatıcı bir havası var :)