31 Ekim 2011 Pazartesi

Kolyeler Savaşı


Dünyanın en kolay şeyi sade ama klasik bir kombini çok dikta çekici bir aksesuarla birleştirmektir herhalde. Aslında biraz oryantalist ve genel kanının aksine “more is more” diyen bir milletin kadınları olarak içselleştirmemiz uzun zaman alan “minimalist ama rafine” tarzı o kadar çabuk sahiplendik ki bu kez de herhangi bir risk alamaz olduk.
Risk Almaya Giriş 101 dersinde öğrenilmesi gereken ilk şey aslında çok dikkat çekici bir Balmain elbiseyi taşımak değil, çok sade ve hatta düz sayılabilecek bir Armani elbiseyi hareketlendirmek olmalı. Ya da “Siyah Kombininizle Kırmızı Ayakkabı Giyerken Korkmamak” şeklinde de bir konu ekleyebiliriz.



Sade kıyafetlerinizi hareketlendirmenin bir yolu şuradakiCharlotte Olympia’lar gibi ilgi çekici ayakkabılar giymekken, diğeri de birkaç sezondur podyumda görüp bayıldığımız ama kendimiz almakta tereddüt ettiğimiz “Statement Necklace” ı sahiplenmek olabilir.
Bu kış yine muhteşem örneklerini gördüğümüz bu kolyeler en büyük moda evleri tarafından kaçmir kazaklar, boğazlı trikolar ve beyaz dar kesimli gömleklerle kombinlendiler.




Özellikle baskın maskulen trend ile birlikte müthiş kontrastlar yaratabileceğiniz bu kolyeler üzerinizdeki kıyafetleri de olduğundan daha değerli gösterecektir. Birer yatırım parçası olarak en az 1 adet sahip olunması gereken bu kolyelerden en çok beğendiğinizin değil kıyafetlerinizden en az 5 tanesinin havasını değiştirecek olanın peşinden gitmenizi öneririm. 

30 Ekim 2011 Pazar

Dolce & Gabbana Women

Daha genç ve biraz daha ulaşılabilir markası D&G'yi kapatacağını açıklayan Dolce & Gabbana bir çoğumuzu depresyona sürüklemişti geçtiğimiz ay.
Paris'te Dolce&Gabbana mağazasını gördüğümde içimi yeniden bir hüzün kapladı. Bu kadar yaratıcı, kendinin kim olduğunu bilen, giydirmek istediği kadının kimliği konusunda da bu kadar net bir markanın genç line'ını öldürmesi biraz katliam gibi geliyor.
Mağazanın içinde Dolce & Gabbana kadınının gardrobunu canlandırmışlar. Hayatındaki tek aksiyon ünlü cenazelerine gitmekmişçesine siyah renk ağırlıkta olan bu koleksiyon benim gibi bir siyah aşığının gözlerinin kocaman büyümesini ve çizgi filmlerdeki gibi kalplerin havada uçuşmasını sağlamak için yetti.
Bu kadar yaratıcı mağaza konseptleri insanın içini açıyor. Aynen Louis Vuitton'ın yeni projesinde olduğu gibi insan bir şey almanın yanında, orada "bulunmak" istiyor.

28 Ekim 2011 Cuma

Nine West'in de Parfümü Oldu

Nine West ayakkabı denince akla gelen ilk markalardan olmuştur her zaman. Ulaşılabilir fiyatlara sunduğu ayakkabıları bir adım ileride olmanızı sağlar. Şimdi de Ocak ayında Inter Perfume ile işbirliği yaparak Love Fury adlı parfümü lanse edecekmiş. Yanında da aynı isimli sivri burunlu ayakkabısını…


Ayakkabı ve parfüm kelimeleri bir araya gelince sadece ayak kokusu gidericileri akla getiriyor esasında. Yani bir Victoria’s Secret değil Nine West markası da. Şişesini, daha doğrusu kapağını beğenmiş olsam da, 45$ a satılacak bu parfüm için çok da büyük yatırım yapmamış olmalarını umuyorum, parfüm ve ayakkabı birbirinden çok farklı ve birbirini tamamlamak yerine, ikisi de birbirini ezebilecek güçte alanlar. İstedikleri etkiyi yaratabileceklerine emindirler umarım.


27 Ekim 2011 Perşembe

Versace for H&M

H&M her sene olduğu gibi yine bu sene de flaş bir isimle iş birliği yaptı ve ümitleri boşa çıkarmadı. Türkiye’ye ilk geldiği sene Alber Elbaz eli değmiş Lanvin for H&M koleksiyonuyla gözlerimizi fal taşı gibi açan koleksiyonu Lanvin’in o klasik ama gösterişli ruhunu taşıyordu. 


Bu sene de Donatella Versace’nin bence biraz fazla seksi ve hatta Rus kadınlarına hitap edecek dünyasından fırlamış renkleri ve kesimleri H&M ile daha ulaşılabilir fiyatlara bürünüyor. Fakat koleksiyonda bir acayiplik söz konusu. Sanırım H&M Donatella’dan biraz daha mass’e hitap edecek parçalar istemiş ya da Donatella kendi koleksiyonlarını çok cüretkar bulmuş ve kesimleri sade ve daha az seksi tutup renklere oynamış.




“Sonia Rykiel meets Roberto Cavalli” bile denebilecek sonuçlarıyla koleksiyon tam bir renk patlaması. 17 Kasım’da rafa çıkacak ürünler için biraz fazla Küba’lı da diyebiliriz. Ama zaten bu parçaları giymek için alandan çok saklamak için alan oluyor biliyoruz ki.


Koleksiyonun aksesuarları, kıyafetlere göre biraz daha güzel diyebiliriz. Rio filmini anımsatan desenleriyle gözünüz kör olmazsa aksesuarlara bakmanızı tavsiye ederim. Ben çok fazla aksesuar paylaşmadım, tüm koleksiyonun ruhunu yansıtabilmek adına ama siz yine de bir göz atın J

22 Ekim 2011 Cumartesi

Ojesel İşler




Sadece bende mi bir sorun var yoksa tırnaklar çıldırdı mı? Less is More’u hayat felsefesi olarak benimsemiş birisi olan benim için Nail Art denen ucube işlem nasıl bir göz ağrısıdır tanrım! Öncelikle Harajuku seviyesinde abartı tırnaklardan biraz örnek vereyim de neden bu kadar şikayetçi olduğum anlaşılsın. Yukarıdaki görüntü Toronto Moda Haftası’nda meydana gelen Lucian Matis defilesindeki facia.

Tamam anladık tırnaklar takma filan (ki bu da dünyanın en korkunç görüntülerinden biri bence) ama neden üzerinde Claude Monet’yi kıskandıracak empresyonist desenler var. Bir kere akıllı işi değil. Resmen boş insan aktivitesi gibi görünüyor. Her ne kadar sticker’la da yapılmış olsa, boş gezen kadının vaktini harcamak için bulduğu saçma bir aktivite gibi görünüyor. 



Bir de yeni türemeye çalışıp aklı selim Türk kızlarımız tarafından hızla dışlanarak azalmış, yok olmaya yüz tutmuş çatlayan ojeler var ki onlar tam bir rezalet örneği. Aşırı stresliyken üstünü yediğiniz koyu ojeler gibi bir görüntü için gidip özel oje almak nasıl açıklanır bilemiyorum.






Son birkaç yıldır oje renklerindeki aşırı yaratıcı tavır ve özellikle O.P.I , Chanel ve Inglot’nun ufkumuzu açan koleksiyonları sayesinde önem kazanan oje mevzusunda 90’lara dönmek yerine geleceğe baksak ve kısa tırnaklara renkli ojeler konseptini benimsesek diyorum. Ne kadar çılgın bir renk de olsa, ojeniz, kısa tırnaklarınızla çok daha classy ve rafine görünecektir.



21 Ekim 2011 Cuma

Jimmy Choo - ICONS

Tamara Mellon için kullanılacak bir terim varsa Famme Fatale'dır herhalde. Kocasının elinden kurtardığı/gasp ettiği Jimmy Choo imparatorluğundaki durum Jimmy Choo için iyi geride bırakılan beceriksiz koca için kötü olmuş denebilir (kibar kelimeler kullanmaya çalışıyorum).



Sonuç olacak süper güzel, star ışığı olan, kendisini de Jimmy Choo'lar dışında bir yerde hayal edemediğimiz mavi gözlü bomba Tamara Mellon, bu sene 15. yaşını kutlayan markası için, ikonik ayakkabılardan oluşan bir kapsül koleksiyon hazırlamış. Markasının yüzü olmaya da bayıldığı için küçük bir videoyla da bunu taçlandırmadan duramamış.

Ve bilin bakalım ne olmuş. Artık o da bir sosyal sorumlu, o da kendisini kadınların iyiliğine adamış! Bir anda konunun oraya nasıl geldiğine inanamayacaksınız :)

20 Ekim 2011 Perşembe

Pixie Market

Birçoğumuz için alışveriş yapmak yaratıcı bir süreç gibi işliyor. Herkesin gördüğü ve belirli bir çekicilik seviyesindeki her modeline saldırdığı luxury markalar ya da forma haline gelen hızlı moda markaları yerine Galata’nın ara sokaklarında ya da internetin karanlık köşelerinde ilham ve eşsizlik peşinde koşuyoruz.


Pixie Market, Asos ya da Net-a-Porter’den sıkılmış olanlar için hem yaratıcı stylingi hem de sunduğu parçalardaki vintage esintiler sayesinde kıyafetleri yaşayan objeler gibi sunuyorlar. Fiyatları da çılgın fahiş fiyatlar değil. Zaman zaman espirili zaman zaman başkaldıran parçaları özellikle bu parçaların tam tersi hanım efendilikte bir gardrobu bir anda gençleştirecek parçalarla dolu.




Buradan aldığınız her şeyi bir arada giyerseniz yaşınıza bağlı olarak Glastonbury Festivalinde takılan Kate Moss ruhu taşıyor gibi görünebilirsiniz ama kendi tarzınıza uydurup, bu rock-chic stili biraz yumuşatırsanız inanılmaz başarılı sonuçlar alabilirsiniz.

Not: Bundan sonraki Paris tatilimde kesinlikle ortadaki çantayı taşıyor olacağım.

19 Ekim 2011 Çarşamba

2011 Kış Sezonu Çantaları

Ayakkabılar konusundaki tutkumu çantalara karşı göstermiyor olabilirim aslında ama bu yine de "şimdi al her zaman kullan" çantalar için geçerli değil. Her sezon bir kaç model ağzımızın sulanmasını sağlayan modellere yaklaşırken biraz temkinli olmak gerekiyor yoksa ayakkabılarla karşılaştırdığınızda çok daha yüksek olan fiyatlarıyla bir servet harcamanıza sebep olabiliyorlar.
Benden size bu sezon seçiminizi yaparken kolaylık sağlayacak bir eleme geliyor. Yüzlerce model arasından sadece 1 tane alacaksanız bu altı modelden bir tanesi, "it bag" takıp sıkıcı olmadan, sadece bir sezon değil uzun zaman kullanabileceğiniz fonksiyonellikte çantalara sahip olmanızı sağlayabilir.



Öncelikle biraz daha açık renklerle başlamak istedim. Çantanın güzeli sezonsuz olanıdır zaten. Özellikle Alexander Wang ve Prada çok yazlık görünebilir aslında ama her zamankinden çok daha renkli olan bu sezon için değil. Zaten rengarenk geçecek bu kışı açık renkler kullanarak daha da hareketlendirebilirsiniz. Burberry ise bu sene çok gündemde olan iki rengi bir araya getiren vintage esintili modeliyle sizi asla hayal kırıklığına uğratmayacak. İleride çocuklarınıza bile bırakabileceğiniz zamansız modellerden biri olmaya aday.


Özellikle çalışan kadınlar için ideal olacak Bally ve Proenza Schouler beni renkleriyle çok etkiledi. Tod's için ise aslında çok da tercih etmediğim ama bu sezon görmezden gelemeyeceğimiz kadar baskın bir trend olması sebebiyle göstermeden geçemedim. 

Bu sezon modellerin boyutlarında da bir küçülme söz konusu, overnight bag büyüklüğünde çantalar kullanmayacağız artık. Bu bilgiyi de göz önünde bulundurarak çanta alışverişinizi yapmanızı öneririm.

17 Ekim 2011 Pazartesi

Gidiş Yolundan Puan Alanlar

Paris’e gitmenin arifesinde bavul krizi yaşarken bir anda aklıma hava alanında görüntülenen, uçağı daha yeni inmiş olmasına rağmen son derece canlı ve enerjik göründüğü yetmiyormuş gibi podyumdan fırlamış gibi şık görünen ünlüler geldi. 




Aslında podyumdan fırlamış gibi bir görüntü biraz komik görünüyor olsa da özellikle Kate Moss hava alanları konusunda en başarılı ünlülerden. Kadının aslında sabit bir hava alanı stili var. Bu yüzden de hiç hata yapmıyor. Skinny Jean + Düz ayakkabı + Blazer konusunda ısrarcı. Leopar montuyla da harika olmuş bu arada.




Victoria Beckham ise en dikkat çekicilerden. Bir insan neden bu şekilde yolculuk yapar tam olarak anlamış değilim açıkçası. Normalde de aşırı polished bir tarzı olansa  Posh, hava alanlarında fazla çaba sarfediyor gibi görünüyor bana. Yani açılışta, kokteylde, davette abartmasını anlıyorum ama en azından çocuklarıyla yolculuk yaparken bu kadar süslü ve kusursuz görünmeyi nasıl başarıyor anlamadığım gibi, olması gerektiğine de emin değilim.




Angelina Jolie ise Kate Moss ekolünden. Hep sade… Yanında aksesuar olarak çocuklarını ve kocasını görmediğimiz kare çok az. Tam bir aile annesi… Hep siyah, hep koyu renk, o kadar çocukla dul kalmış gibi kendisi. Dünyanın en güzel kadınlarından birisi aslında, biraz daha risk alabilir gibi geliyor bana günlük ve davet tarzında. Yavaş yavaş sıkıcılaşmaya başladı…

Bana gelince, hala Paris’in soğuğundan korunup, rahat yolculuk yapıp, bavulda en çok yer kaplayacak şeyleri giyip böylece taşımaktan kurtulacağım bir kombin peşindeyim. Siz bu satırları okurken umarım çalışmalarım sonuç vermiş olacak :)

15 Ekim 2011 Cumartesi

Lady Gaga For Viva Glam Masterpiece M.A.C.

Lady Gaga'nın bir kaç sezondur çok sevdiğimiz M.A.C ile iş birliği yaptığını Viva Glam  rujunun yok sattığını ve kendisinden beklenemeyecek kadar "kullanılabilir" bir ürün olduğunu bilmeyeniniz. yoktur. Haus of Gaga'nın Moda Direktörü yani kendisinin kostümlerini tasarlayarak bizi hayretlere düşüren isim Nicola Formichetti tarafından tasarlanmış çılgın ayakkabılarıyla karşımıza çıkıyor bu Viva Glam Masterpiece reklam filminde, Mother Moster. 


Soru: Bu bir ruj reklamına benziyor ya da en azından çağrışım yapmayı bari başarıyor mu?
Cevap: Konu Gaga ise asla beklentileriniz karşılanmaz. Ama şaşıracağınıza emin olabilirsiniz.


Siz ne dersiniz? Artık sıkılıyor muyuz yoksa beklediğimizden farklı şeyleri bize sunarak ufkumuzu açan bir sanatçıyla mı karşıyayız?



Charlotte Olympia

Biz kadınlar her ne kadar gittiğimiz karanlık ve kalabalık yerlerde görünmeyeceğini kabullenmiş olsak da yine de ayakkabılarımızı her şeyden önde tutuyoruz. Bir çoğumuz kombinini yapmaya ayakkabısından başlayıp yukarı doğru çıkıyor. Bir çok durumda, dümdüz siyah bir elbiseyi şok edici bir ayakkabıyla tamamlayarak beklenemedik davetleri ve durumları kolayca savuşturuyoruz.



Charlotte Olympia da son zamanlarda bu eğilimin farkında olan tasarımcıların sonuncusu diyebiliriz. Ya da en azından ben kendisinin son sezonuyla "tamamdır" diyenlerdenim. Daha önce Nicholas Kirkwood ve Bruno Frisioni gibi ayakkabıda heykelsi formları benimseyen tasarımcıların yanına kendisini ekleyip hem çok zarif hem de son derece yaratıcı olabilen Charlotte Olympia ayakkabı koleksiyonlarımızda vazgeçilmez bir yer edineceğe benziyor.



Lazer kesimleri ile kazandırdığı doğal formlar, platform tasarımları ve ilgi çekici topukları, Louboutin'in kırmızı tabanları gibi imzası haline gelmiş olan Charlotte Olympia ayakkabılar yeni nesil arzu nesnesi.

14 Ekim 2011 Cuma

Şişe Deyip Geçmeyin

Bir yandan sağlıkla ilgili soru işaretleri bir yandan da gelecekte dünyamızın post-apokaliptik filmleri aratmayacak bir duruma geleceğine dair korkularımız bizi sıkıştırırken, sportmence yarışmak isteyenlerin imdadına bu doğa dostu su şişeleri yetişiyor.


Ben de spor yapan bir insan olarak plastik şişeler kullanmaktan hoşlanmadığım gibi, sahiplenmediğim şişeleri sürekli bir yerlerde unutarak susuz kalma sorunu çekiyorum. Hem tarzınızı yansıtacak hem de plastik şişe kullanımını azaltarak hem sizi hem de doğayı seven bu şişelerin en ünlüleri SIGG. Tüm dünyada “celebrity SIGG” olarak yer eden bu şişeler bebeğiniz için bile bulabileceğiniz envai çeşidiyle seçme işlemini çok zor hale getiriyor.


Şimdi yeni bir tane daha öğrendim o da Miir. Süper bir sitesi var ve çok sportmen duran bu şişeleri kendiniz tasarlayabiliyorsunuz. Dünyanın her yerine gönderdikleri bu şişelerin satışından – karmaşık sayılabilecek bir dizi aşamadan sonra – temiz su projelerine bağışlanıyor. Dünyanın her yerine gönderimleri var ve inanılmaz cool duruşlarıyla spor salonunuzun gözdesi olmanız için yeterli.

Rouge Noir


Net-a-porter'de gördüğüm bu Solange Azagury Partridge yüzük benim gibi sade giyinip, dikkat çekici aksesuarlar takmayı sevenlerin hepsinin kalplerini fethedecek. Ama asıl güzel olan içindeki ham elmasların yarattığı gizem ve Chanel Rouge Noir rengindeki dudakların dolgun ve canlı görünümü. 
Hemen sahip olunması gerekenler listesinin en başına oturdu...

7 Ekim 2011 Cuma

FURLA - Changeable Identity


Milan Moda Haftası'nda FURLA için yapılan "Changeable Identity" performansı aslında şeker tadındaki yazlık çantalarına dikkat çekmek isteyen bir moda evinin aktivitesiyken bir anda aklıma 2 tane boncukla "takı tasarımcısı" 1 tane apoletle kıyafet tasarımcısı olanları getirdi. Tasarımları kişiselleştirip sürekli farklı bir modeli astıkları askıda güzel/kullanılabilir/FURLAvari ürünler görmüyor olmamız "çanta" ya yabancılaşıp, "kişiselleşmeye" odaklanmamızı sağlıyor olsa da moda haftası sırasında devam eden bu performans beni tasarım üzerine de düşünmeye itti açıkçası. 

HAYALLER GERÇEK OLUNCA

Çocuğunun resmini oyuncak haline getiren bir internet sitesi haberi yapan bigumigu sayesinde bizim Mila’nın “sanat eserlerinin” oyuncak haline gelmesi sonucu kendisinde açılacak onarılamaz yaraları düşündüm. :)





Kızım diye söylemiyorum çok sürreal çalışmaları var. 3 boyutlu bir halde evimize gelse herhalde herkes başka bir yere kaçışır. Sipariş vermek için sanırım biraz daha bekleyip Mila’nın “inanılmaz” yeteneklerini biraz daha geliştirip, realist akıma biraz daha yaklaşmasını bekleyeceğiz ama inanılmaz güzel ve eşsiz bir hatıra olacağı da kesin!







LADIES LOVE COOL KARL




Chanel, her yaz olduğu gibi bu yaz da beyaz’ın hakimiyetindeki koleksiyonuyla aklımızı başımızdan aldı. Meraklısı için defilenin videosunu paylaşıyorum.
Özellikle aşağıdaki elbiseye bayıldığımı söylemeden geçemeyeceğim.


Fotoğraf: style.com

HAKAAN PARIS'I FETHETTİ


Gururumuz Hakan Yıldırım, Hakaan markası ile Paris Fashion Week’te tanıttığı koleksiyonu ile kalplerimizi bir kez daha fethetti. 2012 İlkbahar- Yaz kreasyonunda, ayrıntılarıyla dikkat çeken ama ilk bakışta son derece minimal görünen parçalara yer veren tasarımcı sadece siyah/beyaz/gold renkler kullanarak muhteşem bir koleksiyon hazırlamış.


Zaten en sevdiğimiz tasarımcılardandı kendisi, Paris’teki bu defilesinde de ustalığını konuşturup Türk modasını en güzel şekilde tanıtmayı başardı diye düşünüyorum. Kıyafetlerdeki zaman zaman futuristik, zaman zaman temiz çizgiler hem giyilebilir, hem seyirlik parçaları bir arada bulmamızı sağlamış. Ben özellikle beyaz serisine hayran olduğumu da belirtmeden geçemeyeceğim.

Fotoğraflar: style.com

CHLOE 2012 İLKBAHAR/YAZ KOLEKSİYONU


Chloe ile olan aşk ilişkimiz lady görünümünü sporla birleştirmedeki üstün başarılarından kaynaklanıyor. Her yazın rengi beyazı kullanım şekline hayran kaldığım tasarımları 2012 İlkbahar / Yaz kreasyonunu göz alıcı ama aynı zamanda da abartısız geçirmeniz için yeterli. 


Fotoğraflar: style.com

KAROLINA KURKOVA VS. ANNA DELLO RUSSO



Dünyanın en stil sahibi kadınlarından biri olan Anna Dello Russo tarafından çekilmiş olan Giorgio Armani Boudoir koleksiyonunun yıldızı Karolina Kurkova. Aslında bana sorarsanız bir Victoria’s Secret meleği ile Armani’nin detaylı, kırmızı halıya yakışan çizgilerinin bir araya getirilmesi biraz zor geliyor. Bariz bir aristokrasiyi çağrıştıran Armani markası sarışın bir iç çamaşırı modeli ile bir araya gelince, özellikle de bu sarışın podyumda kameralara öpücükler gönderen bir model olunca gözler Cate Blanchett gibi daha rafine bir ismi aramıyor değil.
Bu noktada da devreye Vogue Nippon’un yıldızı Anna Dello Russo giriyor ve hem yaratıcı zekası hem de kısa da olsa videoda gösterdiği tarzıyla Armani’yi kurtarıyor bir anlamda. 

RIHANNA FOR ARMANI






Armani’nin özellikle iç çamaşırı koleksiyonlarında kullandığı Celebrity’lerin yılın olayı olması aslında şaşırtıcı değil. İlk kez dikkatleri Royal Beckham’larla çekmiş, hem Victoria hem David gözümüzü gönlümüzü açmıştı.
Megan Fox ve Christiano Ronaldo ikilisi –bence- tam bir fiyasko olmuş, Ronaldo’nun kas yığını vücudu bile kampanyayı eski havasına sokmaya yetmemişti.
Bu sene ise, tabii ki de yine yılın kadını olan Rihanna ile iş birliği yapan Armani bu kez farklı bir vücut tipiyle karşımıza çıkıyor. Barbados’lu kıvrımlarıyla Rihanna is bringing sexy back.


MARC JACOBS RESORT COLLECTION PREVIEW




Marc  Jacobs’ın kendine güveninin gelmesi tabi ki de 90’lardaki görüntüsünden kurtulup, kendisinin homoseksüel olmasına lanet edeceğimiz bir yağ/kas oranına sahip olmasıyla eş zamanlıydı. Bu kadarını beklemezdik gerçi ama bir şekilde daha fazla görünür olacağını tahmin etmek çok da zor değildi.
Markasının reklam kampanyaları Tom Ford ile yarışabilecek tek tasarımcının Mark olduğunu söylemek de yanlış olmaz diye düşünüyorum.
Victoria Beckham ile başlayan çılgın reklamlarının en dikkat çekicilerinden biri de BANG! Parfümü için kendisinin soyunduğu çekimdi.
Şimdi de Mark’ı delirmenin sınırında bir ev kadını olarak görüyoruz. Resort koleksiyonunun previewunu da normal insanlar gibi yapmasını beklememiz hata olurdu zaten.